Nasıl Bir Dünya?

Yazarlarımız

Hangi Konularda Yazdık?

Kim Ne Yazdı?

Sayfalar

9 Kasım 2010 Salı

Hayat Hep Olduğu Gibi Aslında...

Hayat ne güzel...
Sıcacık simidin buğusu mutlu ediyor beni.
Kırmızı önlüklerimizle anaokulundan dönerken, evde beni bekleyen oyuncaklarımı düşlüyorum.. 
Ve annemin kurufasülyesini çıtır çıtır yanan sobanın yanında yemeyi.
Kardan adamı, burnundaki havucu ve hatta kömür gözlerini çok seviyorum.
Garajın çatısından aşağı uzanan buzları kırmayı...
Üşümesini ellerimin, ayaklarımın su içinde kalmasını, 
Kış günü bile çocukça koşturmaktan sırtımın sırılsıklam olmasını...
Kızaklarla mahalledeki arkadaşlarla çılgınca kaymayı özlğyorum...

Sonra baharı...
Yazı, güneşi, susamayı...
Temmuz'da öğlen güneşinde kavrulup kahverengi bir ton almayı :)
Hatice'yle çukura girip kırdığımız BMX'i hatırlamayı...
Gülmeyi..
Dizimin kabuk tutan yaralarını...
Hale'yle arabaların siboplarından gelen "fısss" sesini dinlemeyi...
Sahibi gelirken tabana kuvvet kaçmayı:)
Kayısı ağacının dallarına ev yapmayı, 
Kirazdaki kırmızı boncuklu tırtılı...
Maçta kaleci olmayı, çelik-çomakta koşturmayı...
Bilyelerimi, gazoz kapağının içine çamur doldurup oynamayı...
Fener alayını, şivlilikte komşulardan şekerli  leblebi toplamayı...
Oyun arkadaşımın sobada fıss diye erimesine ağlamayı..
Uçan balonumun ellerimden kayıp gitmesini belki de, onu öylece çaresizce izlerken bile, çocukça bir duyguyla daha güzel yerlere gidiyor olması duygusunun beni teselli ettiğini hatırlıyorum..

Çocukken, hayat tozpembe değil aslında...
Hayat hep olduğu gibi...
Biz sadece tercihlerimizi yaşıyoruz...
Oysa çocuk gözüyle bakabilsek hayata, 
Hatanın da bir olasılık olduğunu kabullenebilsek...
Başarmanın, doğrulardan örülmüş bir çember olmadığını kabul edebilsek...

Çocukça bir hayat sürebilsek keşke...
İşte o zaman -di'li geçmiş zamanlara ihtiyaç duymazdık hiç...



12 yorum:

ELİF dedi ki...

Ama bizim çocukluğumuz bi başkaydı sanki...Yoksa şimdi ki çocukların da çocukluğu onlara bi başka gelir mi ki acaba?

9 Kasım 2010 10:48
Hilal dedi ki...

Bence öyle olacak Elif, hep geçmişi özleyeceğiz sanırım bizler.

9 Kasım 2010 11:04
ONLARUYURKEN dedi ki...

okudum:(
gidiyorum
dua ile kal

10 Kasım 2010 07:40
Hilal dedi ki...

Onlaruyurken

Sevgiyle...

10 Kasım 2010 08:10
Urfa Tutkunu dedi ki...

Kiraz ağacındaki tırtıl eteğinden tırmanıp sana çıkmıştı =) Ne kadar etkilenmişsin ki hala unutamamışsın. BMX'in de ön tekeri lağım çukuruna girmiş, bir daha çıkamamıştı :D:D:D:D Ne günlerdi o günler...

10 Kasım 2010 09:50
Hilal dedi ki...

Urfatutkunu, o günlere paha biçilemez...

10 Kasım 2010 10:50
anne kaleminden dedi ki...

hayat hep olduğu gibi ama biz yetişkinler kaçırıyoruz güzellikleri, keşke çocuk saflığıyla bakabilsek yaşama... güzeldi hilal, ellerine sağlık...

10 Kasım 2010 15:51
Hilal dedi ki...

teşekkürler arkadaşım, sevgiyle kal

11 Kasım 2010 11:20
R. Berin Tuncel dedi ki...

Hilal ne tatlı anlatmışsın, peki botların? Isınsın diye sobanın yanında durmaz mıydı sabaha kadar...

12 Kasım 2010 15:11
Hilal dedi ki...

kesinlikleee. nasıl unuttum onu. giyince nasıl da sıcacık olurlardı.. ne günlerdi yaa

12 Kasım 2010 15:19
Adsız dedi ki...

bmx'i kırdığımız gün dün gibi aklımda.abimin senelerce gözü gibi baktığı bisikletini ikimiz halletmiştik.hatırlarsan ilk düştüğümüzde ön teker kopmamıştı eve gelirken elimizde kalmıştı :)kuzenin hatice

12 Kasım 2010 20:07
Hilal dedi ki...

:) anılarımın hep bir köşesinde bulunan kuzenim merhaba. çok iyi hatırlıyorum o günü:)) hem rezil oluşumuzu hem de Hikmet abime neler diyeceğimizi kara kara düşünüşümüzü:))

13 Kasım 2010 22:55