Nasıl Bir Dünya?

Yazarlarımız

Hangi Konularda Yazdık?

Kim Ne Yazdı?

Sayfalar

4 Ocak 2010 Pazartesi

Minik börülcelerin öyküsü...

Hep ilgimi çekti onun hikayesi.Baştan şanslıydı bana göre ikiz annesi olarak;ama kafamda bir yerlerde ne kadar zordur kimbilir diye geçiyordu .Bu hafta sabrına,gücüne,annelik duygusuna son derece inandığım sevgili arkadaşım Özlem'le röportaj yaptım.Buyrun;



 1-Kaç yaşında anne oldun?
  28

2-Anne olmaya nasıl karar verdin?
 O güzel duyguyu yaşayabilmek için öyle uzun uzun düşünmedim hiç.Olsun mu olmasın mı diye bir zaman kollamadım...Allahım uygun zaman bu dedi ve oldu..( hatta oldular :) )

3-Bebeklerini kucağına aldığın ilk an neler hissettin?
Ölüyorum sandım...Boğazım düğümlendi ve doyuncaya kadar ağladım...Mucize buydu işte...Aylardır binbir endişeyle beklediğim minik börülcelerim kollarımdaydı artık hem de sapasağlam...Çok şükür  dedim dedim ağladım...Kokularını içime çeke çeke sarıldım...

4-Pramatüre bebek bakımının zorlukları nelerdir?
Bana o anda o kadar küçük gelmediler,Allah işte...veriyor kuvvetini...Şimdi dönüp bakıyorum da gerçekten inanılmaz küçüklermiş...( Lina 1500 gr,Ege 1800 gr'dı )Çok dikkat istiyor bu bebekler, hijyen istiyor herşeyden önce,çünkü kapacakları en küçük bir enfeksiyonla başedemeyecek kadar çelimsiz vücutları.Nisanda doğdular, o mevsimde bile oda sıcaklığını 26-27 derecede tuttuk hep, çünkü vücut ısıları düşük olur ve kendi kendine ayarlamayadıklarından dolayı da enerji kaybederlermiş.
Sarılık olma riskleri daha fazla normal bir bebeğe göre.3 saatte bir beslenmeleri lazım; kan şekerleri düşmesin diye...Uyanmazlarsa uyandırıp süt vermek gerekli.Emme refleksleri çok gelişmediğinden sağıp sağıp veriyordum malesef...30 cc süt içirmek için 45 dk uğraştığımı bilirim.Odalarından salona bile 1 ay sonra çıkmışlardı. Ne paniklemiştim...Sanki bişey olacak,hastalanacaklar orada diye içim içimi yemişti :) Öyle ya da böyle unutuluyor yaşanan o zor anlar.
Sakin ,sabırlı ve dikkatli davrandıktan sonra herşey göründüğü kadar zor olmuyor inan ki..Ama geriye dönüp baktığımda gerçekten çok zor bir dönem olduğu gün gibi aşikar.Dediğim gibi bir ilahi kuvvet yaptırıyor sana herşeyi :))

5-Lohusalık dönemin nasıl geçti?
O ne ? Ben öyle bişey bilmiyorum :) Yaşamadım :) Depresyon kısmını yaşadım had safhada; ama onu bile malesef bastırmak zorunda kaldım.İki minik can vardı çünkü bakıma muhtaç.Gereksiz bunalmamak lazımdı.Kimbilir belki de seneler sonra çıkacaktır bunların acısı,bastırılmışlığın kaçınılmaz sonu :))

6-Anneliğin konusunda hiç pişmanlık yaşadın mı?
Yaşadığım ve yaşayacağım her zorluğa rağmen kesinlikle pişmanlık hissetmedim.Çok şükür dedim hep .

7-Sence çocuk yetiştirmenin en keyifli ve en zor yanları nelerdir?
Ben şanslıyım.İki farklı cinsiyetin daha doğuştan gelen genlerinin nasıl geliştiğini an be an görüyorum.Aynı harekete erkek ve kız bakış açılarının eğitimle değil de; genetik birşey olduğunun farkına şimdi varıyorum.
Evde yerde yuvarlanan iki bebek var :) birbirleriyle oyun oynamaya başladılar ya şimdi bu benim için seyredilesi mükemmel bir şey :) hele bi de birbirlerine bakıp bakıp kahkaha atmıyorlar mı ? Ölüyorum keyiften :)) ikisi bir büyüyorlar işte...Bir taşla iki kuş.Daha ne istenir ki...
Zor anları dersen Burcu'cum, boşverdim ben artık onları...İki bebek işte; aynı anda yemek yemek ,aynı anda uyumak,aynı anda oyun oynamak isteyen iki sabırsız can...Gerisini siz düşünün diyorum artık . Kendimden kaç tane kopyalayabilirim acaba diye uykusuz gecelerde az hayal kurmadım :))

8-Çalışan anne olmakla evde çocuğuna bakmak arasında bir kıyaslama yapar mısın?
Kesinlikle çalışmak daha az yorucu,tatilleri istemez oldum :))

9-Bir ikiz annesi olarak kendini çok çaresiz,yalnız hissettiğiniz bir an oldu mu?Olduysa paylaşır mısın?
Bazen bi an geliyor "tamam diyorum herhalde benim ömrüm buraya kadar".Öyle yoruluyorum ki yatsam 3 gün aralıksız uyurum herhalde aşsız ekmeksiz .Asosyal biri oldum,evden dışarı çıkamıyorum ,özlüyorum gezip tozmayı ,yalnız kalmayı.Velhasıllllll yapamıyorum :) hoş yapsam da bir kaçamak aklım evde kalıyor sanki onları aldatıyormuşum gibi geliyor ( aşağı tükürsem sakal,yukarı tükürsem bıyık )Çok şükür annem geldi bebeklerime bakmaya,evini barkını bıraktı geldi yanıma.Allah eksikliğini göstermesin annemin.Ama yine eski saltanat bitti beeeee :)))Bu eve kapanmışlığın acısını çıkaracağımız günleri dörtgözle bekliyorum valla :))

10-Bebeklerini 9.aya getirmiş bir anne olarak şimdi geriye  dönüp bakarsan kendini nasıl hissediyorsun?
9 ay bile olsa benim için o kadar kocamanlarrrr kiiii :) onları bu kadar büyütmüş olmak benim için inanılası bir şey değildi...
İçimden nasıl bir anne çıktığına inanamıyorum...Bebeklerime bakamayacağım izlenimini verdiğim insanları utandırmış olmaktan büyük onur duyuyorum.Kendi azmime ve sabrıma hayret ediyorum...
Geride kalan Özlem'e ; şimdiki anne Özlem büyük nasihatler ve hayat dersleri veriyor kısacası Burcu'cum:)))İşin özü ne biliyormusun : mutluluk iksiri varmış bu boncuklarda...İçip içip mutlu oluyorum,hergün bir başka mutlu :)))

---Burcu---

1 yorum:

Ilk dedi ki...

Roportaj kadar yaziya eklenen resim de cok etkileyici. Anne ve babanin ruh hali sarsiyor insani.

6 Ocak 2010 19:11