12 Ocak 2010 Salı
İyi Adamlar, Baba Olduklarında Daha da İyi Olurlar
Sen büyüyünce belki konuşacağız bunları ama unutmadan sana babanla ilgili bir kaç şey yazayım dedim.
Bundan 10 yıl önce bir sonbahar günü o zamanki en iyi arkadaşımla buluşup Kuğulu Park’a yürürken demiştim ki ona: “Ben seni seviyorum. Bir arkadaştan çok daha öte…” 24 Eylül’leri bu yüzden kutlarız biz. O gün, kendi sevgilimi seçerken, senin babanı seçtiğimin farkında değildim. İyi ki o da beni bir arkadaştan öte seviyormuş:)
Baban ağlayamaz. Sebebi duygusal mı, fizyolojik mi bilmiyorum, yapamaz işte. Gözleri kızarır en fazla. Sonra bir gün ağladı baban. Sen doğduktan hemen sonra göğüslerim yara olduğu için seni emziremiyordum ve çok üzgündüm. Eve geldiğimiz gündü. Ben yatağın ucunda oturmuş, ümitsizce ağlarken kapıda durdu; bana baktı; gözleri doldu; sonra gelip yanıma oturdu; bana sarıldı ve hıçkırarak ağlamaya başladı. O arada bir şeyler söylüyordu ağlarken ama şimdi hatırlamıyorum. Birbirimize sıkıca sarıldık. Dünyada başka kimsemiz yokmuş gibi. Biz yeterince sıkı sarılırsak her şey düzelirmiş gibi sarıldık. O an acım ve üzüntüm hafiflemedi belki ama kendimi güvende hissettim. “Böyle süremez ya” dedim. “Düzelir…”
Babana baktığımda, bu duyguyu sana çokça yaşatacağını düşünüyorum. “Düzelir” duygusu. Onunla konuşmak hep iyi geldi bana. Sana da iyi gelecek. Allah ömür verirse, sırtını dayayıp dinlenmek istediğinde baban bir ağaç gölgesi gibi hep orada olacak. Kolları, sen kanatlanıp uçana kadar seni sarıp sarmalayan bir koza olacak.
Geçen hafta ona bir çocuk kitabı hediye ettim: “Babam Bir Dev”. Çocukça ışıldadı gözleri. Sen şimdi küçüksün, hayal ettiği gibi tadını çıkaramıyor sana kitap okumanın ama onu asıl sevindiren kitabın adıydı bence. Senin için bir dev olma fikri. Senin ona hayran olman… Baban, her hediyeye içtenlikle sevinen biridir ama ilk kez bu kadar kocaman sevindiğini gördüm. Çünkü bu onun babalıkla ilgili ilk hediyesiydi.
Baban, oyun arkadaşın, aşçın, şoförün, muhasebecin, şarkıcın, palyaçon, fotoğrafçın veya “altını değiştirebilen” bir adam olacaktır olmasına, hem de hakkını vererek hepsinin. Ama en önemlisi ben hayata veda edersem (anneler hep düşünür ya:) sana en iyi bakacak kişi olacaktır. Merhametli, duygulu, sıcak… Güzel adamdır senin baban… Bir babanın çocuğuna vereceği en güzel hediye, çocuğunun annesini sevmesidir. Benim için hep çok iyi bir sevgiliydi. Bu yüzden iyi bir baba olacak senin için. Şimdi iki kişi olduk onun güzel kalbinde. Ve ben şunu öğrendim sen doğunca: İyi adamlar, baba olduklarında daha da iyi olurlar.
Fotoğrafta: Ayşe babasının omzundan dünyaya bakıyor. Küçük bir kız için ne kadar korunaklı bir yer...
16 yorum:
hilal dağıttın beni yaa...eline sağlık. benim de emzirme sürecim aynen seninki gibiydi ve bana da en çok desteği eşim vermişti.
12 Ocak 2010 15:41Hilal seninle tanıştığım ve aramıza katıldığın için bir kez daha mutlu oldum.Ağlattın beni,her yazında yapıyorsun bunu:)Umarım ben de seni güldürebiliyorumdur:)
12 Ocak 2010 16:09Hülya, bilen bilir o günleri. Bir tek, o günler için bile sertifika vermeli:)
12 Ocak 2010 17:56Birben, ben de çok mutluyum burada olduğum için. Tabi ki güldürüyorsun, enerji ve canlılık demeksin sen:)
Çok çok güzel olmuş,
12 Ocak 2010 21:26Bir çocuğa verilebilecek bundan, bu yazıdan daha iyi bir hediye düşünemiyorum ben. Haa tabi bir de baba var ama o zaten hediyelerin hediyesi olmuş bile, yazı da çok güzeldi, boğazım düğüm düğüm ve her anı yaşayarak okudum, tebrikler....
Gerçekten çok, çok güzel bir yazı...
12 Ocak 2010 22:45Yorum yazmıştım, ama nedense çıkmamış. Blogerde bir tuhaflık var bugün...
13 Ocak 2010 00:45Yazıyı ben de gözlerim dolu dolu okudum. Çok içten bir paylaşım olmuş. Sevginiz sonsuza dek sürsün.
tabiki ben de ağladım..aylardır babasından uzak bir balığın annesi olmak kolay mı?..hiç değil.kalbine kuvvet Hilal'im..
13 Ocak 2010 00:48Olmaz ama ya bu sayfalarda yazar olarak bulunmak istemiştim ben,kimse okuyacağım her yazıda birkaç damla gözyaşı dökeceğimden bahsetmemişti bana.. Hilalcim muhteşem bir hediye olmuş bence bu yazı, çok çok güzel.. yüreğine sağlık, ailenize sağlık...
13 Ocak 2010 11:11Güzel yorumlar ve dilekler için çok teşekkürler. Aynı dilekler benden de size, sizin aileniz için geçerli.
13 Ocak 2010 11:47Hilal hüngür hüngür ağlattın inan. Uzun zamandır okuduğum en güzel yazıydı inan. Allah ailelerimizin mutluluğunu bozmasın, yavrularımızı ve bizi birbirimizden ayırmasın...
13 Ocak 2010 13:34Bir de kalemine kuvvet versin, hep yaz:)
amanın dağlar kızı ağlattım mı? tüm dualara amin. Allah senin de ailene her daim mutluluk ve sağlık versin.
13 Ocak 2010 15:58herkes yazmış ama ben de yazayım: ağladım..itiraf etmeliyim.. :=)
13 Ocak 2010 16:04ne kadar da güzel bir yazı eline sağlık insan eşini bukadar sever bravo allah bozmasın
13 Ocak 2010 16:18Hilal Birbene oylama teklif edecegim inanki. Blogu takip edenlerin gosyasi sagligi acisindan cikartalim seni bu gruptan :)
14 Ocak 2010 14:50Cok cok guzel yaziyorsun ellerine aklina saglik.Bir dahaki yazi icin oyle duygusal kiyafetler falan secme rica edecegim ona bile aglamayi basarmiyalim.
yorum yazan herkese teşekkürler. İlknur, ağlamaklı bir kıyafet seçicem emin ol:). Zaten beni günlük kıyafetlerimle görseniz de ağlarsınız, yazık buna, bir insan bu kadar mı zevksiz giyinebilir diye:)
14 Ocak 2010 16:07çok ama çok duygulandım Hilal...
22 Şubat 2010 11:53başka da diyecek birşey bulamadım...
Yorum Gönder