Nasıl Bir Dünya?

Yazarlarımız

Hangi Konularda Yazdık?

Kim Ne Yazdı?

Sayfalar

5 Ocak 2010 Salı

"Annelik kalbinin dışarıda atmasına alışmaktır."


Merhaba Deniz… Öncelikle neden kendi kendinle röportaj yapmaya karar verdin?
Düşündüm şöyle bir… Anne olmak için yanıp tutuştuğum süreci, bekleyişimi, her ay dualar edişimi ve ay döngüsüyle hüsrana uğrayan hayallerimi… Sonra yeniden yeniden umut etmeyi ve yılmamayı öğrenişimi… Kendimle yapayım bu röportajı dedim.


Öyleyse epey bir bekledin anne olmak için?

15-20 yıl bekleyenleri düşününce çok bekledim demek haksızlık gibi gelebilir. O kadar olmasa da, evet ben de çok bekledim. Karar verme aşamasından, yaşanan sürece kadar 3 yıl diyebiliriz.

Neler yaşadın bu süreç içinde?

Ilk başta korku… Önce eyvah, galiba zor olacak düşüncesi. Sonra yoksa hiç çocuğum olmayacak mı korkusu… Sonrasında ise bir takım tedaviler, iğneler, morarmış deriler, denemeler… Ve her ay bekleyiş. Kurulan hayaller… Sahte mide bulantıları(sanki hamile kalır kalmaz mide bulanırmış gibi) . Boş yere alınan ve negatif çıkan gebelik testleri.

Türk filmlerinde ne kadar da çabuk hamile kalırlardı diye düşünürdüm hep o günlerde…

Kaç yaşında anne oldun peki?



35 yaşında

Kaç çocuğun var?

Yazıyla BİR, rakamla 1… Sevgi yoğunluğu BİN… Her anne gibi.

Bebeğini kollarına aldığın ilk an neler hissettin?

Ağladım, güldüm, şaşırdım, yüzyıllardır tanıyor gibiydim o küçük bedeni.

Lohusalık dönemin nasıl geçmişti?

İlk birkaç hafta gerçekten zordu. Sütüm bir türlü ona yetecek kadar gelmiyordu. Sürekli emmek istiyordu doymak için. Perişan bir durumdaydım. Banyoya bile gidemiyordum onu ağlatmadan. Bir an çıldıracağım gibi hissetmiştim açıkçası. Göğüs uçlarım yara oldu. Hiçbir pomat fayda vermedi. Bana emmek için yaklaşırken daha çığlık atıyordum. Eşim sağolsun ısırayım diye elini uzatıyordu.

Neyse ki, yavaş yavaş düzene girdi, sütüm arttı, doyunca bebeğim sakinleşti, uyuma süreleri arttı. Emzirme aralıkları uzadıkça, göğüslerim iyileşti. İkimiz de birbirimize ve yeni dünyamıza alıştık.

Lohusalık dönemi için önerilerin nelerdir?

Annelerin ve anne adaylarının bu sürenin geçici olduğunu bilmeleri çok önemli. Evet , zorlayıcı bir süreç. (Ki bazıları için çok kolay da geçebiliyor.) Ama geçiyor.

Elif Şafak’ın Siyah Süt kitabındaki gibi. O güne kadar, laylaylom özgür kadın modelinde dolaşan, çalışan, her sabah süslenen kadın, sabahlıkla foşur foşur emziriyor. Üzeri lekeleniyor, kendine aynada bakmayı bile unutabiliyor. Ama geçiyor…


Anneliğin konusunda hiç pişmanlık yaşadın mı?

Şaka mı yapıyorsun, ASLA…

Çocuk yetiştirmenin en zor ve keyifli yanları nelerdir?

Zor soru… Aslında ansiklopedi dolar ama ben daha çok başındayım. Zor yanları, sabırlı olmayı öğrenmek gerek. Ben daha kızıma hamile kalmaya çalışırken öğrenmeye başladım sabrı. Şimdi de sabırla onun ihtiyaçlarına yanıt verebilmeyi öğreniyorum. İkinci zorluk, kendi ihtiyaçlarından veya lükslerinden ödün vermek.

Kuaföre gitmenin ve kişisel bakım yapmanın bile aslında nasıl güzel ve nasıl bir lüks olduğunu öğrendim bu dönemde. Sinema, tiyatroyu saymıyorum bile.

Keyifli yanlarına gelince, şöyle söyleyeyim, tüm bu zorlukları unutturacak nitelikte.

O sevgi, öyle bir şey ki, alıp içine sokasın geliyor. Anneyle çocuk arasında çok ilginç bir telepati olduğuna inanıyorum. Bazen uyanıp gözümü açıyorum, gecenin ortasında, iki saniye sonra o ağlıyor.

Çok keyifli bir yanı da, çok alıştığımız her gün etrafımızda gördüğümüz şeyleri beraber yeniden keşfetmek. Masamızdaki tuzluk, biberliği bile.

Sence çocuk hangi yaş döneminde anneyi daha çok zorlar?

Ben sadece 1,5 yaşa kadar olan dönemi bildiğimden bu soruya cevap vermem ukalalık olur ama her yaşın ayrı zorlukları ve ayrı keyifleri olduğunu düşünüyorum.

Son olarak sen anneliği nasıl tanımlarsın?

Bir kitapta okumuştum sanırım, o lafı hiç unutamam :”Annelik kalbinin dışarıda atmasına alışmaktır.”

Anne olanlar anlayacaktır, artık bizim kalbimiz küçük ‘can’larımızın olduğu yerde atıyor.

---Yaz Aşkı---

5 yorum:

AycA dedi ki...

Deniz bende kendimle yapmayı düşünmüş ama bu hafta br türlü fırsat bulamamıştım.Fazla uzağa gitmeden yaptığın bu paylaşım beni tam da şu anda ağ-lat-tı.
:=) şu kalbin dışarıda atması meselesi:=)
ne güzel ..teşekkürler bu yazı için

5 Ocak 2010 16:32
Hülya dedi ki...

çok güzel bir röportaj olmuş..yüreğine sağlık

5 Ocak 2010 22:48
Deniz dedi ki...

teşekkürler :)

6 Ocak 2010 11:04
Unknown dedi ki...

"Annelik kalbinin dışarıda atmasına alışmaktır.”

Çok güzel bir sözmüş bu... İLk defa duydum, bayıldım...

6 Ocak 2010 21:47
Girno dedi ki...

çok sıcak, sevimli ve zekice olmuş ;)

9 Ocak 2010 00:13