Nasıl Bir Dünya?

Yazarlarımız

Hangi Konularda Yazdık?

Kim Ne Yazdı?

Sayfalar

18 Ocak 2011 Salı

Sevmek Sanatı


11 yıl önce çalıştığım uluslararası şirkete yeni bir müdür gelmişti. Kendisi Alman'dı ve de şipşirin maviş gözlü ikiz bebekleri vardı. Aradan biraz zaman geçti, ailesi de İstanbul'a geldi, biz de artık muhabbet edebilecek arkadaşlık seviyesine eriştik. Bir gün kahve içerken bana şunu sordu:

"İkizlerimi alıp gezmeye çıkarıyorum ama rica etsem bana söyleyebilir misin, yolda bizi durdurup bebeklerimi seven insanlara onları öpmemelerini kibarca nasıl söyleyebilirim?"

Dedim ki bunun kibar bir yolu yok. Ne şekilde söylersen söyle, çocuklarımı öpmeyin dediğinde buna bozulacaklardır ama önemli değil, sen yine de de…öpmesin kimse bebeklerini...

Adamcağız huylanıyor haklı olarak, yabancı bir ülkede yolda onları durdurup da çocuklarını şappadanak şapır şupur öpenlerden…Zaten Avrupalı, alışkın değil öyle fiziksel temas içeren yerli yersiz sevgi gösterilerine…

Ben de tanımadığım insanların çocuklarımı öpmelerinden çok rahatsız olurum. Çünkü öpücük öyle masum bir şey değildir. İçinde her türlü mikrobu barındırır ve de damlacık yoluyla enfeksiyonların hızla yayılmasına sebep olur. Bundan dolayı çocukları öpmek konusunda biraz titiz olmak lazım bana göre…

Eeee…öpmeyeceksek hele de Türk isek bir çocuğu sevdiğimizi nasıl göstereceğiz? Bir diğer geleneksel yaklaşımımız da çocuğu yakaladığımız yerinden mıncık mıncık mıncıklamak…Hele 0-3 yaş arası çocukların o tatlı tombulluğu da devreye girdi mi benim diyen kendini tutamıyor. Çocuğun canı acıyormuş, anası babası hoşlanmıyormuş kimsenin umuru değil…

Hadi insan kendi çocuğunu veya yeğenini ( hele bende bir yeğen var ki... ) severken abartmadığı sürece o kadar sorun değil diyelim ama bir başkası yapınca olmuyor işte…Ben istemiyorum yabancıların gelip de çocuklarımı mıncıklamalarını…Artık nasıl tehditkar bir ifade yerleşiyorsa yüzüme, bugüne kadar pek de cesaret edip sıkıştırmaya kalkan tanımadık biri olmadı bu konuda….

Ben bebekleri koklamayı seviyorum, onların o bebeksi kokuları inanılmaz hoşuma gidiyor. Annesinden izin almadan hiçbir bebeği kucağıma almıyorum ama hasta değilsem, annesi de izin verdiyse kucağıma ne zaman bebek alsam bayılıyorum…Tontik tontik yanakları, mis gibi kokuları ben de "acaba 3.'yü de doğursam mı?" hissi uyandırıyor ama sonra oğlumun doğumunda yaşadıklarımızı hatırlayıp vazgeçiveriyorum. Eh..yaş da artık geçiyor tabii…

Neyse peki bebekleri nasıl sevmek lazım? Bu konuda bir kural kaide yoktur, insanları da sevgi ve öfke gösterileri konusunda eğitmek çok zordur çünkü bu yetiştiriliş tarzı ve içgüdüler ile ilgili bir şeydir. Ama bana göre ne yapmak ve ne yapmamak lazım hemen arz edeyim:

1- Öpmeyin kardeşim…ne o öyle şapır şupur…Herkesin mikrobu kendine...

2- Bebeği ellerinden de sevmek bana göre doğru değil. Çünkü mikropların büyük çoğunluğunu ellerimizde taşıyoruz. Bebeğin elleri ile temasa geçtiğimizde o mikroplar el değiştirecek ve hepimiz biliyoruz ki bebeklerin elleri ağızlarından hiç çıkmaz…

3- Mıncıklamayın…Siz yolda yürürken biri sizi durdurup oranızı buranızı sıkıştırsa hoşunuza gider mi? Adamın canına okursunuz, üstüne bir de polise verirsiniz. E siz bir bireysiniz de bebek değil mi? Aynı sinir sistemi onda da var. Onun da hoşlandığı ve hoşlanmadığı şeyler var. Belki hoşlanmıyor, ne biliyorsunuz?

Anneler siz de lütfen izin vermeyin her önünüze gelenin çocuklarınızı öpmesine, hırpalaya hırpalaya sevmesine…çocuğun algılarını bozmanın da bir alemi yok bana göre…Ayıp olmaz merak etmeyin, esas yabancıların bu hareketlerine  izin verirseniz çocuğunuza ayıp olur...

4- Ben eğer kendimi tutamıyorsam bebekleri ayaklarından sevmeyi tercih ediyorum. Hem tombiş çok güzel, hem canı acımaz hem de mikrop yayılması konusunda son sıralarda gelir. Tavsiye ederim

5- Gülümser bir ifade ile güzel sözler söylemek de çok hoş tepkiler almanıza yol açar…Bebekler ses tonundan ve ifadeden anlıyorlar. Biraz büyüyüp çocuk olduklarında da ne dediğinizi anlıyorlar, hoşlarına gidiyor.

Burada araya girip bir anektod aktarmak istiyorum. Bizim millet olarak sevgi sözcüklerini kullanışımız da bazen biraz amacından sapabiliyor. Mesela İzmir ve çevresinde bir " çikin çocuk" hadisesi vardır. Güzel çocukları nazar değmesin diye çirkin diyerek severler. Bunun gibi her yörede farklı ifadeler vardır. Buna alışık olmak lazım sonra yolda durdurup sevdiğiniz bebeğe olanca şirinliğinizle " ayyy..sen ne salak şeysin öyleee…" derseniz sizin niyetiniz iyi olsa bile annesi olaya tepki gösterebilir. Tecrübe ile sabittir.

6- Bir de şu şeker çikolata mevzuu var tabii..Çocuğun kalbini kazanacağım derken anneyi çileden çıkarmanın bir anlamı yok. Belki çocuğun alerjisi var, belki daha yemeğini yemedi, belki annesi tanımadığı insanlardan birşey almamasını sağlamaya çalışıyor…Önce anneden onay almak önemlidir bu konularda..Biraz daha hassasiyet lütfen…

İşte sevgili dostlarım, uzun lafın kısası sevmek güzel şey ama sevgiyi göstermek özen gösterilmesi gereken birşey...

Sevgiler

4 yorum:

Ebru dedi ki...

Dişlerimi sıkarım onları hırpalayamazsam:)) Saldıranlardanım ben vallahi:) Ama anne babalarından sevebilir miyim diye izin alırım ve kafasını öperim kızmasın anneleri diye yoksa yapacağımı bilirim ama olmuyor.
Dediklerin çok doğru ama biz öyle diş izi bırakmadan ağzını burnunu vura vura kızartmadan sevmiş gibi olamayız ki.

19 Ocak 2011 00:51
neselihaller dedi ki...

canım benim bazı bebeklerde ben de kendimi zor tutuyorum, hele de annelerinden de yüz bulduysam, pek yemelik oluyorlar ama işte bu faktörlerden dolayı kendimi tutmaya çalışıyorum...ben de topak topak ayaklarını öpüyorum bebişlerin...o da yetiyor bana....

19 Ocak 2011 06:28
Unknown dedi ki...

daha hamileyken konustugumuz bir konuydu. iyki tr'de yasamiyorum dedirten. burada cocuga sadece uzaktan bakip seviyorlar. ben bile cihani ilk haftalar sadece kokladim. derisi hassas diye. annemde kimseye opturtmedi zaten. zaten oglum 15 aylik olana kadar gitmekde istemiyorum ne parise ne tr'ye. zaten vahaplarin sulale cok genis operler yavrumu saur supur.

19 Ocak 2011 09:22
Sitare dedi ki...

ben öptürmüyorum.uzaktan bakarlar o kadar.uyuz bi surat ifadesi takının yeter.yaşasın kötülük:))))))))))

19 Ocak 2011 15:15