Nasıl Bir Dünya?

Yazarlarımız

Hangi Konularda Yazdık?

Kim Ne Yazdı?

Sayfalar

25 Ağustos 2010 Çarşamba

Güler misin? Ağlar mısın?

Bizim için doğru olan çocuklar için her zaman doğru olmayabiliyor.Bir vazonun neden sehpanın üzerinde durduğunu anlayamadıkları dönemler olabiliyor ya da cam bardakta neden su içemediklerini anlayamadıkları durumlar.Bizim kompleks düşüncelerimizi farketmeleri yıllarını alıyor.Paranoyalarımızı anlamaları ise yüzyıllar sürse zor...

Cam bardakta su içmekte ısrar eden çocuğun, bu ısrarı anlamakta zorluk çeken annesinin düşüncesi şu şekilde ilerler.

-Bardak= Cam

-Cam= Kırılma olasılığı %50 -->Kırılırsa kesme olasılığı %100 (anne gözüyle)

-Çocuk= %80 koşma isteği (çocuğa göre değişir)

-Çocuk= %100 Koşarken Düşer (anne gözü(!))

Sonuç:

Elinde cam bardakla koşan çocuk = Düşer kaşını gözünü yarar (anne paranoyası)

Bu denklemi anne saniyeler içinde kurarken, çocuğun istediği sadece bir yudum su içmek olabilir, annesini taklit etmek olabilir ya da merak olabilir.

İşte bu düşünceler çocuk üzerine başlatılan ilk "Hayır!"ların temelidir.Hayırların gidişatı çocuk üzerinde uygulanacak psikolojik eylemlerin de seviyesini gösterir.Her paranoyasını hayırla sonlandıran anne bir süre sonra bu komutları anlayamayan, ipe sapa gelmez bir çocukla karşı karşıya gelecektir.Ceza kavramı da bu davranış biçiminin meyvesidir.

Cezanın caydırıcı olabilmesi yine çocuğun anlayabilirliğiyle değişir.Bir dönem vurma, fırlatma ya da çığlık atma eylemleri tavan yapar.Peygamber sabrı gösteremeyen her anne, elbet tıkanır ve çözüm olması umuduyla, bazı şeyleri yasaklama yoluna gider.Yasaklama eylemi cezayı gerektiren durumla örtüştüğü sürece işe yarayacaktır.Elindeki oyuncağı arkadaşına fırlatan bir çocuğa "sana bugün şeker yok" demek anlamsız kalır.Şekerle arkadaşı arasında bir mantık yoktur.Bunu biz de kavrayabiliriz:)

Örnek verirsek;

-Asım Alp plastik(!) bağdağı su dolu, evin içinde gezer ve olmadık yere bardağını boşaltırdı.Bir süre bunun yanlış olduğunu anlattım ona.Anlayabilme seviyesi henüz çok gelişmemiş olacak ki, bir gün su dolu bardağı gözümün içine baka baka halının ortasına boşalttı.

Soru 1: Bu çocuk neden böyle yaptı?
Soru 2: Bir önceki eyleminde açıkça ifade edemedim mi?
Soru 3:Benim çocuğum psikopat mı?

Cevap 2: Tüm soruların cevanı burada gizli aslında.Uyarma şeklimin yanlış olduğunu çok sonra farkettim.Ben ince bir sesle "oğlum ne yaptın?" dedikçe o gülüyordu.Oyun zannettiğinin farkına vardım.

Çözüm: Al sana bir yanlış daha.Çözüm olsun diye, bu eylemi birkaç kere tekrarlayıp beni zıvanadan çıkarttığı bir gün onu odasına götürdüm ve "cezalısın" diyerek kapısını kapattım.Ağladı, kapıyı açamadı bir süre, korktu belki de, 2 dk.sonra açtım kapıyı sarıldık, "yapma annem bir daha" dedim.Buraya kadar benim açımdan doğru görünüyordu.Ertesi gün aynı hareketi mutfakta yapınca, sinirle gözlerinin içine baktım, lafı ağzıma soktu "odama mı?" ....Güler misin? Ağlar mısın?

Başta anlattığım, eylem-ceza mantık bütünü bulamadığım bu olay bana iyi bir ders olmuştu.Yere su döken bir çocuğa neden odasına gitme cezası verir ki insan?Ne alaka?

Bunu anladıktan sonra, ilk yaptığım şey döktüğü bardağı bir daha ona vermeyeceğimi söylemek ve su içerken başında durmak oldu.Sonra kendiliğinden kesildi bu eylem.Bu çok basit bir örnekti, eminim daha zor durumlarla karşılaşacağız.

O yüzden anneler, sizlere sabırlı, mantıklı ve cezasız günler diliyorum...

1 yorum:

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

bravo müdürüm! uzmanlar da ödül&cezanın bi halta yaramadığını, mahrum etmenin daha öğretici olduğunu söylüyor zaten. deneye deneye öğreniyoruz yahu. biz de büyüyoruz bu bebelerle
sevgiler

25 Ağustos 2010 21:16