Nasıl Bir Dünya?

Yazarlarımız

Hangi Konularda Yazdık?

Kim Ne Yazdı?

Sayfalar

15 Ağustos 2010 Pazar

Evliya gibi bir baba...


Madem konumuz babaları(mızı) anlatmak, babamı ve eşimi anlatmadan geçemedim, her ne kadar hafta sonuna gelmiş olsak bile ikisinin de hakkını kendilerine teslim etmem gerekiyordu...

Babam açısından hep şanslı olduğumuzu düşündüm ben.. 40 yaşında evlenmesine rağmen çok farklı bir babamız vardı.. Hep çok sıcaktı ilişkimiz, çevremizde gördüğümüzün aksine.. Zaten biz bebekken bile taaa o zamanlarda bile altımızı da değiştirmiş, banyomuzu yaptırmış, annemizin zorunlu yokluklarında bize hep canla başla annelik yapmış bir babaydı bizimki.. Şimdi de aynı şekilde yaşının elverdiği kadar tabi dedlik yapıyor torunlarına.. Ben şimdi 79 yaşında olan babamın daha bu kış belindeki sonda torbasını unutup, Emre ile atçılık oynadığına, dizlerinin üzerinde sürünerek Emre'ye at olduğuna üstelik de bundan zevk aldığına şahsen şahidim.. O nedenle bu konuda kendimi gerçekten şanslı hissediyorum...

Eşim ise ilk oğlumuzun doğduğu günden beri beni asla yanlız bırakmadı ve tanıdığım, bildiğim, duyduğum en iyi baba olma özelliğini hep korudu..
İlk aylarda Emre tüm uykularını kucağımızda uyumak isteyince akşam dokuzdan gece üçe kadar onu kucaında uyuttu ve beni dinlendirdi.. İki yıldır hiç bir gece beni yalnız bırakmadı ve her emzirme seansımıza mutlaka iştirak ederek, bazen bana bardak bardak su taşıyarak, bazen tabak tabak mevyalar hazırlayıp yedirerek, bazen uyumakta zorlanan oğlumuzu sallayarak hep destek oldu bize.. Çevremden duyduğum "geceleri kesintisiz uyuyan babalar"dan olmadı hiç..

Emre'yi ona gözüm kapalı teslim edip, hafta sonları arkadaşlarımla buluştuğum çok oldu. Emre'nin uyku, banyo, yemek, oyun, sevgi gbi tüm yaşamsal ihtiyaçlarını kesinlikle mükemmele yakın bir şekilde karşılayabiliyor halen.. Mesela hafta sonu bir arkadaşımla buluşup iki çift lafın belini mi kıracağız, hemen organize olup, "sen git biz oğlumla geçinir gideriz" der ki bu laf dünyaya bedeldir benim için.. (Burada bir parantez açıp ikinci oğlumun doğumundan sonra böyle kaçışların da güme gittiğini söylemem gerek, ama sütümüz sağıp bıraksam mesela ya da kendi emzirebiliyor olsaydı kesin yine git derdi bana:-))
Bazen o kadar sabırlı ve o kadar naiftir ki bu konularda, ben bile offf dediğim yerlerde onun bir Evliya sabrı ile ve de sevgi ile sorunun üstesinden geldiğine sahit olmuşumdur..

Bu nedenle konuyu bağlarken göğsümü gere gere ve de allahıma binlerce kere şükrederek diyorum ki, baba dediğin benim sevgilim gibi olmalıdır..

1 yorum:

Burcu.. dedi ki...

Aynısından bende de var :))
Nimet galiba bunlar bize :))

17 Ağustos 2010 10:21