7 Nisan 2010 Çarşamba
Misafir Anne-Hangisi Daha Zordu?
En zor günüm hangisiydi diye düşünüyorum bazen.Gebeliğin 29.haftasında hastanede yatarken 1 haftadır hiç harekettini hissetmediğim oğluma "hadi bir kıpırtı" yalvardığım an mı?
30. haftada acilen doğuma alınırken; doktorun ameliyathaneye verdiği " Acil bir doğum geliyor, bebeğin kalp atışları durdu" dediğini duymak mı?
Minnacık doğan oğluma cam duvarların arkasından bakmak mı?
Hiçbiri değilmiş..
Aslında bunlar yakmamış canımı, gıdıklamış geçmiş; tabir-i caizse.
Ne zaman ki bebeğimin kollarımda solunumu durdu, rengi mermer beyazı, dudakları, elleri mosmor oldu..
Ne zaman ki ben bu iş buraya kadarmış, bitti artık diye düşündüm.
Oymuş diyorum en zoru, işte o anmış..
Oğlum 38 günlük kuvöz macerasından çıkalı 2 hafta olmuştu daha. Şiddetli öksürük, şiddetli kusma ve çok halsizliği vardı.
Götürdüğümüz her doktor basit bir soğuk algınlığı diyordu. Meğerse küçücük ciğerleri belirti veremeyecek kadar küçük olduğu için anlayamamış kimse.
Ağır bronşitmiş ufaklık.
Ve o gece de yatarken yutkunamayıp kusmuğu geri kaçınca ellerimde canı gitti bir anda.
Nefes almıyor, hareket etmiyor ve her saniye daha da morarıyordu.
Sırtına vuruyordum, elimi gırtlağına sokuyordum, bacaklarından ters çevirip sallıyordum ama geri gelmiyordu.
Bıraktım sonunda yatağın üzerine çıkıp gittim odadan. Çöktüm koridorda olduğum yere.
O anda duydum hıkk diye bir ses. Nefes almaya çalışmaya başlamıştı.
Sonrası bulutlu hala..
Ambulansın sirenleriyle hastaneye gidiş, solunum cihanızına bağlanma..
Kuvöze geri konulma, o hastaneden tek başıma çıkacağımı düşünme..
O düşünceyle kesintisiz 24 saat ağlama, sütümü o odada bırakma..
11.günün sonunda kucağımda oğlumla o hastaneden çıkma..
Bıraktım o anları bulutlu kalsın diye; netleştirmek istemiyorum hala.
Hatırladığım kadarı yetiyor her dakika içimi dağlamaya, dahasına gerek yok.
Keşke hepsini unutabilsem, hiç hatırlamasam..
En zoru bu olsun diyorum; sadece "bebeğim gitti, kollarımda kaybettim onu" korkusu olsun en zoru.
Daha zorunu düşünmeye aklım bile izin vermiyor çünkü..
---Burcu DUYSAK---
www.ayazbulut.blogspot.com
13 yorum:
O caresizlik hissini anlayabiliyorum Birben. Hatirlama, gecmis gitmis.
7 Nisan 2010 12:23Birbencim Ayaz'ın hikayesi değil mi bu?
7 Nisan 2010 12:35Mahvoldum okurken, millet başıma toplandı noluyor diye, durduramadım gözyaşlarını. Bir annenin ateşle imtihanı gibi.. Allah kimseye yaşatmasın..
Ayaz'ın hikayesi bu evet.Allah annesine bağışlamış minik yavruyu...Çok etkileyici.
7 Nisan 2010 13:33ayaz da annesi kadar güçlü çıktı, şaşırtmadı bizi. allah kimseye yaşatmasın çok zor günlerdi.
7 Nisan 2010 13:44okurken gözüm deki yaşlara hakim olamıyorum. nertedetse bende benzer bir hikayeye sahibim. allah bundan sonra bebeklerimize uzuuuunnn ömürler verir inşallah..
7 Nisan 2010 13:49yutkunamadım bile...geçmişler olsun... Allah kimseye yaşatmasın.
7 Nisan 2010 13:50Ağladım... Allah kimseye yaşatmasın evlat acısını :(
7 Nisan 2010 14:11Çok teşekkür ederim herkese.
7 Nisan 2010 14:35Aklımdan, gözümün önünden atamadığım tek sahnedir geçen onca şey arasında. Her hatırladığımda hala canımı yakıyor. Atmak istiyorum, olmuyor.
Geçti şükür, deldi geçti ama geçti.
Allah beterinden tüm anneleri, tüm evlatları korusun.
Burcu, yazacak kelime bulamadım. Kim bilir neler yasadin. Umarim bir daha asla boyle seyler yasamazsınız. Guzel ogluna kucak dolusu sevgiler
7 Nisan 2010 20:14aaa okumak istemiyorum ben artık gözlerim şişti ya ağlamaktan. Her hikayeyi okuyorum sonra odasında uyuyan oğluma gidip öpüyorum sonra yine geliyorum bilgisayarın başına.
7 Nisan 2010 22:56Çok zor bir dönem atlatmışsın allah hiçkimseye düşmanıma bile evlat acısı göstermesin. Sağlılı ve daima mutlu olduklarını görürüz inşallah
ne diyeceğimi bilemedim, yaşadıkların korkunç ... Allah evlat acısı yaşatmasın.
8 Nisan 2010 14:50Çok sağolun..
8 Nisan 2010 15:06Her zaman derdim Allah kimseyi evlat acısıyla sınamasın diye; şimdi evladını kaybedecek olma ihtimaliyle bile sınamasın diyorum.
Umarım kimse yaşamaz böyle şeyler. Değil bunu kimse çocuğunun parmağının kesilmesini bile yaşamasın inşallah.
Cok dokundu yazin bana. Bloguna baktim ve eski postlarini okudum bir solukta. Ne kadar yol katetmissiniz birlikte, ne kadar güclü bir anneymissin. Bundan sonraki yolunuz hastaliksiz, acik ve ferah olsun diliyorum...
8 Nisan 2010 23:28Yorum Gönder