5 Nisan 2010 Pazartesi
2 Olay
Ömr-ü hayatımda 2 kez aklımı kaybedecek kadar korktuğumu bilirim.İkisi de oğlumla ilgiliydi...
İlki 11 aylıkken yaşadık.Yeni yeni yürümeye başlamış, her yere tırmanmaya hevesli.Salondayım.Koltuğun kenarındaki cam açık.Sorun değil ama, ben salondayım, cam tehlike oluşturmuyor.
Telefon çaldı.Telefon mutfakta.
Aceleyle koştum.Çok uzaklardan bir arkadaşım, çok önemli birşey söylemek için aramış.O an çok önemli olduğunu düşünmüştüm.Kısa sürdü konuşmam.Salona döndüğümde Asım Alp cama çıkmış, beline kadar uzanmış dışarı bakıyordu.Aklım uçtu.Çığlık atarak ona doğru koşmak istedim.Yutkundum.Benim salona girdiğimi duymamıştı, o duymadan sessizce yaklaştım.Eğildim ve ayaklarından tuttup kendime doğru çektim.Yüzüme baktı ve gülümsedi.Bense ağlıyordum.Sıkı sıkı sarıldım ona.
Eğer yüksek sesle "dur oğlum" deseydim, oyun zannetip ileri atılabilirdi.Hala düşündükçe kötü olurum.Saatlerce ağladım.
İkincisi ise, her sene en 1 kez yaşadığımız ateşli olaylardan biri.Ateşi çok çabuk yükselebilen bir yapıya sahip oğlum.Bir öğleden sonra parktan gelmişiz, uyku saati yatırmışım.Yatırırken bir gariplik olduğunu farketmiş ama dışardan henüz geldiğimiz için algılayamamıştım.Sıcaktı elleri.Üzerini örtmedim.Uyandığında daha da sıcaktı, zaten yarım saat uyumuştu.Ben ateş ölçeri aramaya başladığımda Asım Alp mızmızlanarak oturduğu yerden bana doğru yürümeye başladı.
"Gel annecim "dedim.
Geldi ve kollarıma bıraktı kendini.
Seslendim duymadı, hafif araladı gözlerini ama boş bakıyordu.Fırladım sokağa.Parketmekte olan komşumuza yalvardım."Bizi hastaneye götürün!"
Arabada kustu ve rahatlayarak kendine geldi.Bayılmıştı basbayağı çocuk, neredeyse havale geçiriyordu.Ben kendime gelememiştim.Hastanede serum bağladılar minnacık ellerine.Bana batırdılar o iğneleri sanki...
Bu olaylar ben de derin izler bıraktı.
Sağlıklı olduğu günlere şükrederek yaşamam gerektiğini öğrendim.Ufacık bir dalgınlığın hayatımıza mal olabileceğini.
Anne yüreğinin nasıl yandığını gördüm.Bebeklerin ne kadar saf olduklarını.
Hastalıkların nasıl hızla gelebileceğini anladım ve yine her güne, her nefese şükrü görev bildim...
6 yorum:
Allah korumuş Birben. Gerçekten şükretmeyi unutmamak gerekiyor. Geçmiş olsun tekrar tekrar...
5 Nisan 2010 16:27Boğazıma düğümlendi laflar.. çok çok çok şükretmeli.. çok geçmiş olsun Birben...
5 Nisan 2010 17:08Okurken nefessiz kaldım. Çok şükür ikisi de geçmiş gitmiş.
6 Nisan 2010 10:37Yutkunamadım okurken. Geçmişler olsun..
6 Nisan 2010 15:24Yaşamış kadar oldum Birben..çok geçmişler olsun
8 Nisan 2010 14:45Birben
9 Nisan 2010 21:17Son konunuz gercekten de benim son postumla ayni olmus
Cam olayini okurken bile nefesin kesildi , ikinci olayin benzerini yasadim bende(bayilma ani )
Allah korusun onlari
A.A cigimi op benim icin olur mu , hem de trasli ensesinden :)
Yorum Gönder