Nasıl Bir Dünya?

Yazarlarımız

Hangi Konularda Yazdık?

Kim Ne Yazdı?

Sayfalar

2 Mart 2010 Salı

Hamile olmak...

Hamileliğim baştan başa kendimi yeniden tanımama sebep olan bir süreçti benim için. Kendimi ruhen hazırlamadan öğrenmiştim ben hamile olduğumu. Bunun için bir alışma sürecinden geçtim. Ruhsal olarak başkalaşıyor insan, bedenindeki değişimleri şaşırarak izliyor. Kimi zaman bu değişimleri kabullenmekte zorlanmış olsamda kızım içindi herşey. Bir kadını güzelleştiridi bir bebek, asla çirkinleştirmez.

Öyle mide bulantıları, baş dönmeleri veya aş ermeler olmadı hiç. Sağlık sorunum sebebiyle aldığım her gıda çok ama çok önemliydi benim için, vitamin takviyesini hiç ama hiç eksik etmedim. Yerimde duramadığım bir dokuz ay yaşadim. Bu kadar hareketli olmam herkesi hatta beni bile şaşırttı. Normal yaşamımda bir evin üçüncü katına çıkarken oflayıp poflayan ben birde bakmışım Nemrut' un zirvesinde günesin batısını izliyorum kızımın içimdeki hıçkırıklarını hissederek. Kendimi hamilelikten önceki dönemimden daha dinç ve güzel hissettim. Topuklu ayakkabılarımı giymeye devam ettim. Hamilelik için özel hiç bir kıyafet almadım, hamilelik pantolonum hariç. Çünkü benim karnım son aya kadar hiç kocaman bir görüntüye sahip olmadı.

İş konusunda çok şanslı olduğum bir dönemdi, her konuda rahattım. Stresli bir çalışma ortamında elimden geldiğince bulunmamaya çalıştım. Ki hamileliğimin ilk üç ay sürecini olmadık şeylere sinirlenip ağlayarak geçirdiğimin farkına varınca, hamileliğimle değişen hormonlarımı akıl yoluyla az da olsa kontrol altına almaya çalıştım. Bol bol resmim oldu , belkide ömrümce hiç çektirmediğim kadar çok. Hafta hafta, ay ay arşivliyordum. Bol bol okudum, öyle çok bilgilenmeye çalıştım ki en sonunda doktorum bu kadar çok fazla okuyup kafamı karıştırmamamı salık verdi. Herşeyin bebeğimin doğumuyla yoluna gireceğini anlattı. Yediklerimin demir içeren besinler olmasına dikkat ettim, vücudum malesef sadece doğal yoldan alınan demiri kabul ediyordu. Demir hapları kullanamadım, bol bol kırmızı et yedim sevmesemde.

Kızım için herşeye dikkat ederken kendim içinde çok şey yaptım, bol bol zaman ayırdım kendime, sevdiğim şeylere... İşimi ve okulumu askıya aldım. Konsantre olmak zordu bu dönem benim için, kızım açısından herşey mükemmel denecek derecede iyi gidiyordu, gelişimi olması gerektiği gibi ilerliyordu. Riskli doğum demişti doktorum, kızım için değil ama benim için riskli. Akdeniz anemişi olduğum için risk teşkil ediyordu. Kanım çok düşük olduğu için kan gerekebilir, yoğun bakımda yatabilirsiniz demişti. Korku... Soğuk bir korku... Kendim için değil, olurda işler ters giderse kızımın büyüdügünü görememe korkusu. Sevgilimi yarı yolda bırakma korkusu...

Ama herşey çok iyi gitti, istediğim gibi bir doğum süreci yaşadim, doktorumu biraz korkutan kızımın çok dirençli çıktığı bir doğum. Geriye dönüp baktıgimda o kadar cok okuyup incelemenin beni cok ama cok yordugunu görüyorum. Diger yandan sunu da yapsaydim dedigim bir sey yok, istedigim gibi olmuş hersey zaten.Göbegimi bol bol sevip oksadigim ve de oksattigim bir dönem.

İkinci çocuğu düsünüyorum en geç iki sene içinde, bu sefer planlı olmalı diyorum, vücudumu sağlık açısından hazırlayabilmek için ve hatta bir ücüncüsünü, ikizlerim olsa ne güzel olur bile diyorum. Ne kadar zor olursa olsun yaşım çok ilerlemeden istiyorum hem de.


0 yorum: