19 Mart 2010 Cuma
Bize her gün bayram
Kısa molalara bile eyvallah dedigim bir tempo hakim evimize. Sabah erken kalkan kahvaltıyı hazırlar ve diğerlerini uyandırır. Bu, oğlumuz da olabiliyor. Herşey onun boy hizasında olduğu için; kahvaltılıkları masaya koyup, uyuyor gözüken anne ve babasını "Süpliiizz!!" çığlıklarıyla kaldırır. Balıklarını besler. Genellikle rüyalarını anlatmasını dinleriz ve beraber günün planını yaparız. Yine hepbirlikte masa toplanır ve eşimi uğurladıktan sonra diş fırçalanır, yataklarımızı toplarız.
Ev okulumuz için odamıza çekiliriz. Bu aralar harflerin seslerini tanıttığım için harfe uygun oyuncakları getirilir. Oyunla destekli plan, kendisi yönlendirmedikçe yarım saat kadar devam eder. Ben geri çekilirim ve kendine bir oyun kurmasını izlerim. Sessizce, sadece gözlemlerim."Meyve partisi" anonsumla ortalık hızlıca toparlanır. Bu, meyve dilimleyebileceği demektir. Meyvesini yerken 15dk çizgi film izler ve bilgisayarın başına geçebilirim. Çoğunlukla da beni dürtmesiyle kalkarım:)
Çocuk şarkılarını her seferinde sunmama karşın opera(!) veya hareketli bir şarkı ister. Küresi hergün dönüyor. Defalarca döndürüp Mısır' ı ve bizim dünyamızı -ki İzmir oluyor; bulmaya çalışır. Merak ettiği bir yer olursa; elimde önceden hazırladığım döküman varsa onları çıkartıyorum. Yoksa bilgisayarın başına geçeriz.
Bir hikaye uydururum, O da devamını getirir. Resmini yapması için odasına yollarım ve öğle yemeği hazırlamaya giderim. Kimi zaman katılır bana. Böyle günlerde 1 saatten fazla mutfakta kalırız. Yine masayı hazırlar, yeriz, toplar.
Şiddetli bir rüzgar veya yağmur yoksa gezmelerimiz başladı demektir. Dakikalarca karınca yuvaları büyüteciyle incelenir. Yetmez bana da gösterilir. Yanımda mutlaka kağıt kalem bulundururum; bu aralar ağaç kabuğunun desenlerini çıkartmaya çalışıyor. Her gördüğümüz dede ve teyzeyle merhabalaşılır, hal hatır sorulur.
Nihayet parka ulaşırız. Dönmesine, sallanmasına, kaymasına bazen eşlik ederim. Bazen de oturup sallanmaya çalışmasını izlerim keyifle:) Kum oyuncakları çantadan çıktığı anda kolay kolay başını kaldırıp da bana bakmaz.
İşte o anlarda ben genellikle buraları düşlerim. Alpi' nin kısa çizimlerini yaparım. "Akşama ne yemek yapsam?" aklımın bir köşesindedir. Telefon görüşmelerim olur. O uyumadan parkta kitap, dergi okumam. Hep okuduğuma dalacağımdan korkarım! Gözüm üstündedir ama değildir de. Bilirim ki ara ara beni kontrol eder. Rahatsız olmasın diye başka şeylerle meşgul görünürüm. Sonra sıkılırım, otururum kumlara, beraber oynamaya başlarız. "Hadi gidiyoruz" dediğimde hiç ağlamadı. "Peki" der ve silkelenip kalkarız.
Rutinimize sadık kalsak da hiç bir zaman uyku düzeni tutturamadık. Yaz-kış "Açık havada uyuycammm!" diye diretir, genellikle de öyle olur. Pusetimiz hep yanımızdadır o yüzden. Dinlenmeye karar verdiyse ne ala! Bazen gezinirim, bir cafede mola veririm. O zaman kitabımı çıkartır uyurum. Veya eve dönerim; ev okulumuz için materyal hazırlamak istemiyorsa canım; bir film izlerim, bilgisayarın başına otururum. Eni topu 45 dakikacık:)Alpi uyanınca birşeyler atıştırır ve oyuncaklarının başına oturur. Ben akşam yemeğini hazırlamaya koyulurum. Yine isterse yardım eder. 15 dakikalık ikinci çizgi film seansının ardından kartlarımız çıkar meydana. O günkü konumuz ne ise ilgili materyaller sunulur. Oyun içinde, kuklalarla, çizgi film eşliğinde, şarkılarla..
Kitaplara günün hangi saatinde yöneleceğimiz belli olmuyor. Ne zaman isterse o zaman. Neyi seçerse hep bir planım oluyor. Seçerken baştan dikkat ederim buna. Gün içinde 5-6 kutu oyunu oynarız. Akşamüstü bahçeye çıkmadan önce veya çıktıktan sonra. Renkleri ve sayıları oldukça eğlenceli bir
biçimde pekiştirmesine yardımcı oluyorlar. Müzik aletlerinin başına geçeriz. Şarkılar söyleriz, uyduruk besteler yaparız, kaydedip izleriz. Artık iple çektiğim eşimin gelme saatleri yaklaşmıştır:) Gözden kaybolurum ve geçerim bilgisayarın başına.
Babasını karşıla, masa hazırla, ye, topla, hepbirlikte oyun oyna, çaktırmadan aradan sıvış ki başbaşa kalsın baba-oğul. Ertesi günün ev okulu hazırlıklarını yap. Yaşasın artık uyku saati!!:) Diş fırçalasın, üzerini değiştirsin, masal okunsun, iyi geceler öpücüğü ve mesai bitti:)
İstiyorsak eşimle film izleriz bazen iki tane üst üste, o erken yatacaksa ben genellikle bilgisayarıma bir uğrar ve kitaplarımla haşır neşir olurum. Fazla mı sıkıcı geldi? Kontrollü? Eğlencesiz? Çocuk odaklı? Ben bir anaokulu öğretmeniyim ve çok düşünüp ev okulumuzda karar kıldım. 2,5 senedir işler böyle yürüyüor bizde. Bunalmıyor muyum? Evet, bazen.. Tıpkı iş yerinde çalışanlarımızın bunaldığı gibi. O zaman arkadaşlarla görüşme vaktidir. Okulu kırarız:)
7 yorum:
bazen kısa molalar lazım, okulu kırmak gibi :))
19 Mart 2010 13:40güzel bir paylaşımdı,
sevgiler
oo sizin ev bizimkinden daha eğlenceliymiş.
19 Mart 2010 18:56alpi "bize gelin" demişti di mi :))))))
Hilal, okulu kirmayinca ne zevki kalir?:)
19 Mart 2010 19:13Hulya, bekleriz:)
elfana çok değişik bir ev gerçekten... şaşırtıcı, özenli, dikkatli. ne bileyim, yapmak isterim bunu. ama bilmem yapabilir miyim? resmen bir okulda çalışır gibi. ertesi gün için plan yapıyorsun... özel bir öğrenci için hepsi:). çok ilginç geldi gerçekten. aslında niye ilginç ki değil mi? başkalarının çocukları için yaptıklarını kendi çocuğun için yapıyorsun o kadar. peki, hani onun garipsediği oluyor mu? ne bileyim başka anneleri filan görünce? hayranlık, şaşkınlık, özenme, bir sürü şey uyandırdı bende bu yazı. yo fazla kontrollü sayılmaz aslında. sadece hedefleri olan bir hayat. sonuçta beraber akıp gidebildikten sonra öyle katı kuralları ve çerçeveleri olan bir gün değil bu.
20 Mart 2010 00:10Anne Cafe,
22 Mart 2010 16:43Iyi bir denge tutturabilirim diyorsan neden olmasin? "Ev okulu" nu cok farkli uygulayanlar var yurtdisinda. Haftada kac gun yapacagina karar vermekle baslayabilirsin. Ilk sene en zoru hem duzene adaptasyon hem de materyalleri toparlayip plani yapmak adina:) Sonrasi corap sokugu gibi geliyor. Bir donem Alpi' nin yonlendirmesine izin vermistim. Sadece O' nun ilgi alanlarina gore gittim:)
Alpi garipsemiyor. Cevremizde turumuzun tek ornegi oldugumuz icin tek cocuklu bir sinifin zorlugunu yasiyoruz. Park, bahce gezileriyle sosyallesme problemini yeniyoruz. Bununla birlikte etraf bizi coook garipsiyor! "Deli mi ne?" veya "Derdin mi yok?" bakislarini hemen hemen her bahsettigim insanda gorebiliyorum:))
Elif,
23 Mart 2010 01:17Çok özendim sana,çalışmasaydım kesinlikle düzenli bir 'ev okul' uygulamasına girerdim ben çocuğumla..Böyle bir potansiyelim de var şimdilik dizginlemeye çalıştığım aslında..Belki aklımdakilere yetecek bir zamanım olabilirse bir gün,yarım gün çalışmamı değerlendirerek 'neden olmasın?' diyip girişedebilirim bilmiyorum..Ama ben takdir ve tebrik ediyorum gerçekten..Hem bunu yapmanı,hem de insanların gözüne gözüne sokmadan,çok mütevazi,çok samimi bir şekilde anlatmanı...Alp çok şanslı bence:)
Sevgiler..
Cok degisik uygulamalar var Mummy. Yarim gun bile cok sey katacaktir eminim:)
8 Nisan 2010 15:52Yorum Gönder