Nasıl Bir Dünya?

Yazarlarımız

Hangi Konularda Yazdık?

Kim Ne Yazdı?

Sayfalar

19 Mart 2010 Cuma

Hızlandırılmış Hayatlar

Çalışan bir anne iseniz ve kurulmuş saat gibi her sabah 6'da uyanan bir evladınız varsa, gün sizin için çok erken başlıyor demektir. Hem erken kalkınca işe gitmek için de rahat rahat hazırlanabilirsiniz ( işin iyi tarafı-1), ayrıca çocuğunuzla da vakit geçirme imkanınız olur ( işin iyi tarafı-2 ).

Saat 7 olunca evden çıkarsınız. Çocuğa işe gitmek ne kadar anlatılır, daha doğrusu o bunu ne kadar anlar bilemem ama asansöre bindiğinizde hala mızıklama veya ağlama sesi geliyordur kulağınıza. Asansör kabini sizi boğar sanki, ses kulaklarınızda yankılanır..

Servise binersiniz, en iyi yanı gidene kadar kitap okumaktır. İşe 8'de başlar 18'de bitirirsiniz mesaiyi. Eve gittiğinizde saat 19 olmuştur ve hava kararınca sizin geleceğinize programlanmış sevimli yavru sizi gözlüyor olacaktır. O yavru tüm gün sizin burnunuzda tüter, kalite kontrol departmanındasınızdır ve kendi anneliğinizin kalitesini her gün ama her gün sorgular durursunuz. Üstelik bunun bir ölçü aleti de yoktur; kumpasla, metreyle ölçemezsiniz.. Elinizde sadece "kalp" vardır ki onun ibresi de "annelik"ten yana ağır basar sürekli..

Eve gidince sarılmalar, koklaşmalar, ayrı kalınan 10 saatin acısını 10 dakikada çıkarmak istemeler... Yemek yeme faslı, biraz hasbihal, az zamana çok şey sığdırma çabaları.. Ama yatma vakti geldi bile.. Minik uyuduktan sonra da size kalan biraz zaman.. Artık o kalan vakte ne sığdırabilirseniz buyrun sığdırın :)

İşte bu noktada akıl ve kalp karşılıklı oturur ve çıkmaz yollara girerler. Onunla biraz daha fazla vakit geçirebilmek için neler yapılabilir diye koyu bir tartışmaya dalarlar. 8 yıllık emeğinizi, sadece o mini mini eller için terkedebileceğinizi düşünürsünüz. Onun için yapmaya değer dersiniz. Biraz daha fazla paylaşım için, doyamadığınız sevgilinizle biraz daha fazla vakit için...

Siz düşünürken saat 01:00 oldu bile. Kalkın yatın, malum sabah kurulmuş saat sizi uyandıracak:) Üstelik görevine çok çok vefalı :))

Tüm koşturmacasına rağmen, annelik dünyanın en sıcak aşkı der, yatmadan önce binlerce şükredersiniz..

---Hilal Duran Timur---

6 yorum:

eslemce dedi ki...

Nede güzel anlatmışsın...Seninle aynı şeyleri yaşıyorken...okurkende bu sabah gibi,dün akşam gibi yaşadım anı...sevgiler

19 Mart 2010 10:06
Unknown dedi ki...

İşyerinde okuyorum bu yazıyı ve şimdi bırakıp gidiveresim geliyor evde beni bekleyen yavruya...

19 Mart 2010 12:23
Urfa Tutkunu dedi ki...

Hayatın merkezi oluyor bu küçük misafirler. Allah kimseyi darda koymasın.

19 Mart 2010 14:02
Gamze dedi ki...

çalışsan bir dert çalışmasan ayrı dert:) ikiside kendine göre atı ve eksiler barındırıyor içinde :)sevgiler...

19 Mart 2010 14:30
a.c dedi ki...

Ah hilal sen bu konuyu çok güzel anlatıyorsun, yanında master yapasım var:))

20 Mart 2010 00:15
Hilal dedi ki...

*Eslemce

aynı şeyleri paylaşmak ne güzel.. birlikte fikir alışverişi yapabilmek

* Tiryaki

bu durum için "feci " denmemeli:) Herşeye rağmen hayat güzel, annelik çok özel.. Halimize binlerce şükür

*Dağlar kızı

işte bir anne yüreği daha.. sevgiler

*Urfa Tutkunu

Amin.. hayatımızın merkezlerine selam olsun...

*Ege'nin Annesi

kesinlikle.. ikisinin de artı ve eksileri varken, risk ve değerlendirme analizini çok doğru yapmak gerekiyor

*Anne Cafe

Aynı durumun yolcularıyız Hilal... Benzer durumları paylaşıyoruz.. Sevgiler

22 Mart 2010 08:39