2 Haziran 2010 Çarşamba
Çocuk,televizyon ve farkında olmak üzerine çok kısa...
Anne olmadan önce ve sonra diye ikiye ayrılıyor hayat kadınlar için.Olmadan önce yedirmem,giydirmem,götürmem,vermem,izletmem diye başlayan-biten cümlelerimiz,annelikle beraber uçup gidebiliyor çoğu zaman.Yaşamadan bilinemeyecek şeylerin başında geliyor bence annelik.Katı kurallar,keskin sınırlar çiziyoruz öncesinde hepimiz.Sanki böyle olacakmış,sadece bizim fikrimizin ne olduğu önemliymiş gibi.Hayatımıza giren küçücük bir bebek de olsa onun bir insan olduğu,hisleri,beğenileri,farklılıkları,o'nu o yapan özellikleri olduğunu farketmemizle ayıyoruz.
Aptal kutusu,zihin düşmanı diye gördüğüm televizyon o keskin sınırların içinde önemli bir yer tutuyordu başlarda.Zamanla,kızım büyüdükçe,evde geçirilen süreler uzadıkça bana nefes aldıracak kadar zaman bırakan bir alet oldu.Kızımın bu ne diye başlayan binlerce soru sormasını sağladı:)Renkleri öğrendik,hayvanlara baktık,müzik dinledik.Benim sınır koymama gerek kalmadı,o sıkıldığı zaman ''tamam bitti''deyip kapatıyor televizyonu.Bazen hiç açmadığımız da oluyor,talep etmiyor.Bazen de televizyonun düğmesine basıp uzanıyor koltuğa.En uzun izlediği süre on dakikayı geçmiyor nihayetinde.Daha fazlasına izin vermeyecek kadar bilinçli,hayatını kurallara boğmayacak kadar da esnek olmaya çalışıyorum.
Elbette televizyonun çocuk gelişiminde olumsuz bir çok etkisi var,hatta illa çocuk olmak gerekmiyor .Bizler için bile düşünürsek;saatlerce başından kalkmadığımızda arka arkaya sıralanan dışı boyalı içi kof programlara takılıp bir süre sonra beyninin uyuştuğunu hissedebilir insan.Bu ülkede televizyonun nerdeyse artık bütün evlerde olduğunu düşünürsek insanlara ulaşmak adına çok önemli bir güç olduğu gerçeği de ortaya çıkıyor.Bu gücün böylesine boş,anlamsız ve bence kelimenin tam anlamıyla afyon görevinde kullanılıyor olması içler acısı.Düzenin en iyi konuşlandığı alanlardan biri medya ve en güçlüsü de televizyon.Dolayısıyla,ben bir annenin en önemli sorumluluklarından birinin de yaşadığı toplumu anlaması,farketmesi ve bu çarkın karşısında durup olabildiğince ruhu ve beyni temiz kalmış çocuklar yetiştirmesidir diye düşünüyorum.
Tüm anne babaların aynı duyarlılığa sahip olması dileğiyle...
1 yorum:
kendim için amin diyorum...
2 Haziran 2010 16:32Sırf hafta için izin verdiğimden fazlasına maruz kalmasın diye yuvaya başlatmayı düşünüyorum
Yorum Gönder