26 Mart 2010 Cuma
İstediğim sadece...
Tüm anneler gibi benim de kızımla ilgili tek bir olumsuz hayalim yok.Her şey yerli yerinde olacakmış;sanki hiç hayatla yüzleşmeyecekmiş gibi...Aksini düşünmek istemiyor insan.Evladının mutsuz olabilme ihtimali aklına gelmiyor nedense bir annenin.Etrafımız mutsuz innsanlarla dolu değilmiş gibi...Herkes bir anne ile babanın çocuğu değil mi?Belki de daha gerçekçi olmak lazım.Hele bu düzende,bugünün Türkiye'sinde,bu koşullarda ;çok severek mesleğini yapan,işe giderken yüzü gülen,çıkış saatlerini saymayan,hafta sonunu beklemeyen kaç kişi var ki?Elbette hiç yok diyemem.Ama azınlık olduğunu söyleyebiliriz.
Ben bütün bunları bilerek büyüdüm,dünya görüşümü oluşturdum ve kızımın da gerçeklerden uzak bir hayat yaşamasını istemiyorum.Sahip olabildiği şeylerden dolayı kendisini ayrıcalıklı hissetmemeli,değerlerini oluşturmalı,en kıymetlisi fikirleri olmalı,dışını güzelleştirmek yerine kalbini temiz tutmayı bilmeli.
İster hastaları kapıda kuyruk oluşturan bir doktor ,ister bir pastanede çalışan bir pasta ustası,ister dişli bir avukat,ister kemanına aşık bir virtüöz,ister her gün fırça yiyen bir satış elemanı,ister kitaplarını imzalatan bir yazar olsun.Bu hayatın ona sunacaklarında gizli şu an.Tercih biraz ona,biraz da hayatın kendisine bağlı.Yeter ki inandığı işi yapabilsin,adil olsun,mutlu hissetsin,işine gidebilmek için sağlığı,kuvveti yerinde olsun.Dokuz altı yollarından sonra kendisini iyi hissettirecek ,var olabileceği bir alanı olsun.Çok mu şey istedim?İstediğim sadece mutluluğu hayatının baş köşesinde olsun.
0 yorum:
Yorum Gönder