19 Şubat 2010 Cuma
Faizin Faizi
Torun sevgisi için böyle derler: Faizin faizi.. O yüzden çok tatlı olurlarmış.
Torunlarına ayrı düşkün olur anneanneler, babaanneler, dedeler... Kendi çocuklarından daha çok sevdiklerinden midir? Zannetmem.
Ulu orta bebek sevmenin ayıp; bakımına yardım etmenin kılıbıklık sayıldığı; işlerin başları çoktaaan aştığı; bebekle ilgilenecek fazla zamanın olmadığı yıllardan kalmalar ya, geç gelen rehavetin etkisidir olsa olsa...
Sebep her ne olursa olsun, büyük ebeveynlerin çocukla iletişimi bambaşka.
Olgunluğun verdiği bir sabırla bakıyorlar.
Benim "yaa yeter ama offff" dediğim noktada onların bardağı daha yarıya bile gelmemiş oluyor. Benim bardaksa çoktan dolmuş taşmış :)
Bir nev'i denge unsuru onlar.
Ne zaman büyükebeveynleriyle vakit geçirse yeni bir şeyler öğrenmeleri de cabası..
Çok tuhaf bir durum. Ben bazı şeyleri tekrarlaya tekrarlaya öğretemiyorum ama babaannesinin Giritçe tekerlemesinin hareketlerini bir seferde kapıyor.
Akrabaların yanısıra eş-dost, arkadaş kavramı da çocukların yaşamının rengi olmalı bence.
Herkesten öyle şeyler alıyorlar ki sünger gibiler.
Ne zaman evimiz sevdiklerimizle dolsa; ertesinde hemen yeni bir beceri edindiğine şahit oluyorum.
Hele gelenlerin içinde akranı varsa, oyuncaklarını kaptırmamak için çektiği ızdırabı izlemek, gözlemek çok ilginç oluyor.
Demem o ki, çocukların kalabalıklar içinde büyümesi iyi bir şey. Babanın eve geç geldiği günümüz koşullarında, çoğunlukla anneyle kimi zaman sıfırlayan bataryasını tekrar şarj edinceye dek çocukla oylanacak birilerinin hep etrafta olması da cabası...
Kalabalıkların kötü yanları yok mu?
Var elbet.. Hele bebek bakımı konusunda hemfikir olmadığınız bir büyükebeveynle yaşıyorsanız vay halinize. Siz çocuğu erken yatırmak istersiniz, anneanne "bu saatte yatarsa erken kalkar, çok uyanır" der, alır çocuğu gece gece oynatır.
Siz "öğününde adam gibi yesin yemeğini, aman organik aman evde pişmiş olsun, amannnn" dersiniz, babaanne eline bildiğin bakkal ekmeğini tutuşturur.
Sizin disipline etmek için koyduğunuz kuralları önce dede çiğner, onun ayak izlerinden de torun takip eder. Size nanik yaparak hem de....
Sürekli "ama, hayır" demek yorar bazen...
Yine de kalabalıkların bereketine ve enerjisine inanıyorum. Hem büyükebeveynler hem de torunlar için en sağlıklısının bu olduğunu düşünüyorum.
5 yorum:
Ekmekli fotoya bittim .
19 Şubat 2010 11:09Alemsin Tunito:)
Somuncu Tuniş, çok tatlısın!!
19 Şubat 2010 13:15Dedesiyle ne müthiş bir uyum yakalamış öyle:-) maşallah..
19 Şubat 2010 14:31guzel olmus :) bizim anane de gelicek, heyecanla bekliyoruz...
19 Şubat 2010 16:07Tunacık giderek daha bir yemelik oluyor :) Kendi boyundaki ekmeklerle fotoğrafları da çerçevelik :) O söylediğin sabır olayını geçenlerde ben de yaşadım annemlerle. Söz konusu olan şimdilik bebek değil kedi olsa da :)))) Ben kendimi kaybetmiş, sınırlarını çoktan aşıp masadan yemek çalan kedimize bağırıp çağırırken, annem ve babam beni feci ayıplar bir ifadeyle "Sen bu sinirle bebeğe de böyle bağırmazsın inşallah" demesin mi? kalakaldım.. Onlar mı haklı ben mi bilemedim :) Ama onlarda bariz bir yumuşama var, orası kesin.. Torun yaşlarının geldiğine bir işaret olarak alıyorum bunu.. Neyseki 1 ayımız kaldı Duru bebeğin gelmesin ;)
25 Şubat 2010 12:22Yorum Gönder