Nasıl Bir Dünya?

Yazarlarımız

Hangi Konularda Yazdık?

Kim Ne Yazdı?

Sayfalar

1 Şubat 2010 Pazartesi

Şu Çılgın Annelik

Anneler Ne Söyler, Diğer Anneler Ne Anlar?



Birçok dil, yazıldığı gibi okunmaz ya, Annece de asla konuşulduğu gibi anlaşılmaz. Örneğin biri sizin çocuğunuza bakıp "Hmm...Biraz zayıf... gibi sanki..." derse siz onu "Çocuğa iyi bakamıyorsun!" diye anlayabilirsiniz.
"Üzerine bir kat daha mı giydirsek?" cümlesi size gelene kadar "Sen ne biçim annesin? Hasta edeceksin kendi çocuğunu!" gibi bir şeye dönüşür. Böyle anne sohbetlerinin alt yazıları olsa, ne eğlenceli olurdu.
Ayrıca bizim çocuğumuz zayıftır belki ama akranlarına göre de çok hareketlidir! Çok iyi uyumuyor olabilir ama boyu uzundur:) 

Tracy’ciler, Adam Sende’cilere Karşı
Anneler hem birbirini çok iyi anlar hem de gizli gizli yarışmaya devam ederler. "Ece, birkaç gecedir sallamadan uyumuyor" diye şikayet eden anneye, "Aaa sallamaya mı alıştırdın çocuğu, Tracy Hogg der ki...." diye başlarsanız, o sohbetin bir yerinde laf dönüp dolaşıp Ece'nin sebze pürelerini bayılarak yediğine (sohbetin başlarında diğer anne, Alya'nın püreleri yemeyip duvara sıvadığını söylemişti) gelebilir. Anneliğin kuralları acımasızdır:)
En medeni, kendi egosuyla en çok hesaplaşmış da hesabı ödemiş anneler bile, çaktırmasa da "iyi anne" olduğunu dünya alem görsün ister. Çocuğunu çok seven anne, çocuğunun zekasını geliştiren baby einstein anne, sorunlara en güzel çözüm bulan, en pratik anne, eviyle işini, çocuğunu en iyi dengeleyen anne... Çocuğu da bunlara paralel olarak en mutlu ve en zeki çocuk. 
Dünyadaki anne sayısı kadar yemek yedirme yöntemi vardır belki ama en doğrusu hep seninkidir. Rutinciler vardır, içgüdücüler vardır. Tracy'ciler vardır, Adam Sende'ciler vardır. Salıncakta sallayan vardır, gezdirerek uyutan vardır. Şşpat yapan vardır; huu huu diyen vardır. Saç kurutma makinecilerle aspiratörcüler bile en doğrusunun kendi yöntemleri olduğuna inanır. Metsilciler ve Nurse Harveyciler Facebook'ta fan club açıp "Kaç kişiyiz, gösterelim onlara!" diye davet yollarsa şaşırmayın.

İlkellik Bu!
Annelik tamamen farklı bir dil, farklı bir ülke. Normal durumlar için anormal karşılayacağınız davranışlar (otobüste yer verildiğinde, kendi oturmayıp çocuğunu oturtmalar:) annelikte mübah sayılabilir. Çünkü annelik doğası gereği çok "doğal" olmakla beraber asla "normal" değildir. Kendinizi mutlaka değiştirin ama diğer annelere karışmayın:)
 Bir gün biz bebek arabasıyla gezerken, çocuğun biri bir çardağın tepesine çıkmış, elinde bir aletle çevresine bir şeyler fırlatıyordu. Normalde çok da önemsemem. Ama yanında bebeği olan anne için kurgu şöyledir: "Şimdi bu çocuk biz oradan geçerken de birşeyler atarsa, o da benim kızıma gelirse, hiç üşenmem tırmanır, o çocuğu çardaktan indirir, bir güzel pataklarım:)" Annelik biraz cangıldan çıkmalıktır. Annelikte toplumsal kurallar daha esneyebilir. Çünkü annelik ilkel bir şeydir. Bu ilkel dürtülere engel olmaya, kendimizi ehlileştirmeye çalışmalıyız ama fazla da bir şey beklememeliyiz bana göre.

Gurur Duyuyoruz
Bir de çocuğunun gerçekleriyle yüzleşememe var ki ( annem bunu şöyle ifade eder: “kirpi, yavrusunu "pamuğum" diye severmiş”), onu da, kınamakla beraber yine doğal karşılıyorum. Çünkü durum böyle olmasa, insanlar hiç çoğalmazlar veya haytalık yapan evlatlarını sokağa atabilirlerdi. Aileye, çocuğa ve çevreye zararı dokunmadıkça devam edilmelidir:)

Bir veli toplantısından örnekler:
Öğretmen: Didem, ders sırasında mesaj çekiyor veya makyaj yapıyor. Son verilen ödevi teslim etmedi.
Veli: Okula iki vesaitle geliyor, onun için çok yoruluyor. Eve geldiğinde ders yapacak hali bile kalmıyor, hemen uyuyor. Biraz anlayışlı olsanız.

Alt yazı: Yavru kuşumun okulu şereflendirmesi takdiri hak etmiyor mu? Siz öğretmenler hep mi olumsuz davranışları bulup çıkarırsınız bilmem ki. 
---------
Veli: Hocanım, bu Ozancan'ın sözlü notunu biraz yükseltsek? Yazılıları düşük:(
Öğretmen: Ozancan derste neredeyse hiçbir kurala uymuyor. Kitap getiriyor gerçi. Ama açmıyor. Arkadaşlarıyla konuşmayı tercih ediyor. Onun için sözlü notu konusunda bir şey yapamam.
Veli: Arkadaşları tarafından çok sevilen bir çocuk. Çok sosyaldir Ozancan. Ne yapsın? Birileri laf atınca dayanamıyordur:)


Alt yazı: Aslında altyazısını kendisi söylemiş. Daha eklemek gerekirse: Okul, Ozancan'ın dışa dönük sosyal yapısını köreltmeye çalıştığınız yer değil de nedir söyleyin bana? 
--------
Bir tanıdıkla konuşuyoruz:
Ben: Anıl nasıl?
Ayşe Hanım: Anıl ne yapsın, disiplin cezası aldı.
Ben: Aaa neden:((?
Ayşe H.: Eeheh okulun camından, aşağıdakilere tükürmüş, müdür de bunu görmüş, dooooğru disipline:))
Ben: Eee okul takımı ne oldu o zaman??
Ayşe H.: E n'olacak, atıldı. Bizimki pek fırıldak, şimdiden böyle yaramazsa, büyüyünce ne işler çevirecek merak ediyorum:)) hehehe:)


Bu son cümlelerin altyazısı şöyle: Fırıldak olanlar, her işi bir kılıfa uydurur, her yere girer çıkar, eninde sonunda hayatta başarılı olmanın bir yolunu bulur. Takım kaptanı olmayı nasıl başardıysa, kendini takımdan attıran tükürük olayı da zeka, çeviklik ve atılganlık gerektiriyor canııım:) Gurur duyuyoruz biz kendisiyle:) 

7 yorum:

R. Berin Tuncel dedi ki...

Cancağızım güzel yüzünü dünya alem gördü böylece :)) yazı harika,zıplayarak okumak istedim.bu kadar doğru tespitler nasıl bu kadar keyifli anlatılır ya.kalemine sağlık-ya da klavyene :)

1 Şubat 2010 11:41
MELEK KOKUSU dedi ki...

bayildim okurken, cok güzel olmus :) hele örneklemeler ve alt yazilarla degerlendime muhtesem

1 Şubat 2010 12:04
Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

hilal şahanesin. benim favorim de "bizim çocuk pek zeki ama çalışmıyor" cümlesidir..

1 Şubat 2010 12:49
Deniz dedi ki...

ilkeliz biz ilkel: )
Annelik varsa işin ucunda...

1 Şubat 2010 16:44
a.c dedi ki...

sirar teşekkürler, aman görsünler ne güzelim dimi tombiş tombiş:)
melek kokusu teşekkürler:)
Hülya, artık "hiperaktif" var.
Deniz, doğru diyorsun. Anne olunca medeniyet dinlemem:)

2 Şubat 2010 02:19
k.i.s.d. dedi ki...

Süfer yazı, Hilal rocks!!!

2 Şubat 2010 10:32
Girno dedi ki...

Süper yazı olmuş buuuuu, en çok şuna güldüm :
"Dünyadaki anne sayısı kadar yemek yedirme yöntemi vardır belki ama en doğrusu hep seninkidir. " tespitler yerinde, altyazılar çok eğlenceli :o)

4 Şubat 2010 21:31