Hem rahatım hem de duble anne

19 Ocak 2010 Salı

Hem rahatım hem de duble anne

Hızlandırılmış İzmir gezisi nedeniyle kendi günümden önce yazıyorum, sırayı bozduğum için çoook özür diliyorum fakat bir süre nete giremeyebilirim, affola..

Çoktandır yapmak istediğim birşeydi aslında polyvore'da oynamak :)
Çok zevkliydi.

Bana gelince....


* Bodrum'da yaşıyorum. Kışın bile güneş gözlüğüm olmadan çıkamıyorum, güneş ışıkları çok dik çünkü.
Parmak arası terliklerimin ve babetlerimin sayısı 10'u geçiyordur. Benim için epey fazla bir sayı bu :)
Ama bir capriyle kocaaa bir yazı geçirebilirim, üzerine sırtı bu şekilde olan rengarenk t-shirtlerden giyerek.

* Kış için çoktandır istediğim ama henüz sahip olamadığım şu yeleklere bayılıyorum. Onun da altına tabii ki kot ve spor ayakkabı :)

* Çok fazla takı takmıyorum. Kolyesiz durmayı sevmiyorum, büyük yüzüklerse favorim :) Ama bayaa büyük, bildiğin Barış Manço modeli. eyp'nin düğün hediyesi saatimi çoook severim.

* Bir de elbise giymeyi severim. Altına tabii ki babet.
Topuklu ayakkabıdan hiiiç hoşlanmam. Giyemem, giyebilene ve Bihter gibi çarpuk çurpuk yürümeden hakkını verene 'Helal!!' derim.

* Popo çapı, bacak şekli, kan dolaşımı vs gibi nedenlerden dolayı tayt sevmem.

* Dolabımda hiç siyah birşeyim olmadı, ince çoraplarım hariç, onları da giyerken kaçırırım zaten.
Yaz kış renkli giyinmeyi severim.

* Eskiden de büyük çanta kullanırdım. İçinde cüzdanım, ajandam, rengarenk kalemlerim, mp3 player, kitabım, o sarmazsa yedek kitabım, makyaj çantam, roll-on, lens kutusu, solüsyon, şemsiye, ani tansiyon ve şeker düşmesi için çubuk kraker, çikolata, su, sakız.....bunların hepsi ve yazmaya üşendiğim daha da fazlası olurdu çantamda. Çantam yine büyük ama içinde bana ait sadece cüzdan ve onun içine sığabilecek miniklikte telefonum var :)