19 Ocak 2011 Çarşamba
Dokunmadan da sevilir
Bilmiyoruz sevmeyi biz. Bunu ilk idrak edişim narkozdan uyanmaya çalışırken, doğalı henüz yarım saat bile olmamış kızımı, kayınvalidemin şapur şupur öptüğünü görmemle oldu, bir daha da unutmam mümkün olmadı zaten. Ben koklamaya, öpmeye kıyamazken 3 aylık bebeğim ailenin tüm akrabaları tarafından yanağından, kolundan, bacağından kim daha yüksek ses çıkaracak öperken yarışması yaparmış gibi öpülüyordu. Nasıl üzüldüğümü, içimin gittiğini, hiç birşey söyleyemedikçe nasıl kızdığımı hala hatırlıyorum. Sonraları yanakları kızarıyor, alerjisi var (ki hakkaten de kızarıyordu) diyerek savuşturmaya çalıştımsa da çok başarılı olamadım. Keşke kendini sevdirmeyen, huysuz, ağlayan bir bebeğim olsa öpemeseler diye az içimden geçirmemiştim o zamanlar.
Bebeklik biter, yürümeye başlayınca kaçar öptürmez diye düşünmüştüm ama o zaman da başka şeyler çıktı karşımıza. Yine babaanneden dönerken, eşyamızı hazırlamış, bagajı kapatmış, arabaya yöneldiğimizde, babaannenin kucağında tuttuğu 2 yaşına gelmiş Defne’ye, anne-baba gidiyor, sen kal bizimle deyişini, Defne’nin korku, hayalkırıklığı, şaşkınlık ve çokça üzüntüyle bize bakışını hiç unutamıyorum. Bu mu çocuk sevmek? Bir çocuğun üzüntüsü nasıl büyüklere eğlence malzemesi olabiliyor anlamak mümkün değil.
Keşke toplum olarak çocuk sevmenin sadece öpmekten, sıkıştırmaktan, illa ki dokunmaktan, hediyelere boğmaktan farklı bir şey olduğunu öğrenebilsek. Bir çocukla sohbet etmenin, onunla oynamanın, ona birkaç sayfa kitap okumanın çocuk için paha biçilmez olduğunu anlayabilsek. Biz anneler de biraz rahat etsek…
9 yorum:
Ben cadolozluğu ele alıp birkaç kişiyi paralamıştım ama yine de eşimin ayıp oluyor uyarılarına çok da karşı duramamıştım. Ne isterler küçücük çocuktan, dokunmaksa ayaklarını da tutarak sevebilirler. Hele bir de ellerinden öptüklerinde iyice sinir oluyordum. Bebekler ellerini ağzına götürür ve yanaktan öpmekten daha tehlikelidir ellerinden öpmek. Ama biz de mikrop geçmesin diye özellikle yanaktan öperler!!! Allahtan o günler geçti de rahatladım.
19 Ocak 2011 12:49Hoş yaş ilerledikçe sevmek anlayışının halen yanlış olduğunu görüyorsun. Torun görmeye gelmek, çocuk için birşey ifade etmiyor eğer onunla oyun oynamıyorsan, onunla zamanı paylaşmıyorsan, TV'nin başına geçip televizyon seyrediyorsan. Bence babaanne ve anneannelerın yegane görevi torunlarıyla oyun oynamaları, kitap okumaları kısacası kaliteli zaman geçirmek.
Valla ağzınıza sağlık yarama bastınız...
Ah o kadar haklısınız ki! Sadece anneler değil babalar da aynı incelikte düşünebilse, büyükler ve etraftakiler de daha duyarlı olabilse...Ama malesef durum böyle. Elini öpmeler, hastayken tükürük saçarak oyunlar oynamalar, daha ufacıkken sokaktan alınan oyuncakarı tozu toprağıyla oynatmalar...İşin kötüsü içiniz cız etsede ayıp olur kırılırlar diye birşey diyememek ve dediğiniz zaman da duymazdan gelinmesi ya da birşey olmaz denerek karşılanması. Çocuğu sevmek demek onu düşünmek demektir oysa...
19 Ocak 2011 15:11o kadar sinirleniyorum ki, sen gel bizim kızımız ol ya da bu akşam bizde kal falan diyenlere...
19 Ocak 2011 16:20alışveriş merkezinde gezerken pat diye öpüp gidenlerin dışında bir de garsonlar var. niye böyleler özellikle garsonlar.müşteriye yalakalık zannediyorlar. onların önünde siliyorum yanağını. anlasın diye.
20 Ocak 2011 23:21ellerini öpmek daha sakıncalı eli ağzında hep bebeğin ben elini öptürmezdim mesela
21 Ocak 2011 15:49Biraz haksızlık etmiyor musunuz annanelere, babannelere..ve de kendinize..onlar belli ki bilmiyorlar kaliteli vakit nasıl geçirilir torunla, sevgi anlayışları, sevgilerini gösterebildikleri yol farklı. Torunlarının kendilerinde kalmasını istemeleri normal değil mi, kal(a)mayacaklarını bilseler de. Şapur şupur öpme meselesinde ise..belki insanlara nazikçe yol göstermeli nasıl sevmeli diye, ya da bir şey diyemiyorsanız da kendinizi yiyip bitirmemeli..zavallı bebeciğe de yansır bu sinir hali..bağışıklık sistemi güçleniyor diye düşünün en azından..
23 Ocak 2011 00:27Hepinize kıymetlilerinizle sağlıklı yaşamlar dilerim..
Çocukların saçını sevmek sırtını sıvazlamak onları daha birey yapıyor.Çocuklar kendilerinin de önemsendiğinin farkına varıyorlar.Belkide bu yüzden büyükler hiç büyümüyor.O şapırtılı öpme merasimleri banada korkunç gelirdi ama bizim kültürümüzde kim şapurtulu öperse çocuğu o kadar çok seviyormuş hissine kapılıyor.
23 Ocak 2011 09:37Merhabalar. Ben de çocukları çok severim. Ancak pek öpme isteği duymam. Hele de kendi çocuğum olduktan sonra farkettim ki en yakın arkadaşımın çocuğunu bile öpmüyorum hiç. Belki diyorum sevmediğimi falan mı düşünüyorlar? Ama hayır. Ben özellikle oğluma ve arkadaşlarımın çocuklarına hediye almayı çok severim. Evime geldiklerinde de onların isteklerini yapamaktan zevk alırım. Onları destekleyici ya da yanlışlarını düzeltici güzel sözler söylemeye çalışırım. Ama öpmem. Ancak durum herkes için aynı değildir. Hele iş anneanne-babaanne konusuna gelince pek de kızmaya hakkımız yok sanırım. Nitekim torun daha tatlı oluyor gördüğüm kadarıyla.
23 Ocak 2011 19:55Bir de yabancılar konusu var. Elbette ki çocuğumuzun sağlığı için dikkatli olmalıyız. Ancak sokakta, markette, alışveriş merkezinde çocuğumuzu sevip, öpmek isteyen insanlara olumsuz davranışlarda bulunmak pek hoşuma gitmiyor benim. Belki o insanın çocuğu yoktur. Belki yavrusu yanında değildir. Belki bebeğimizi kendi torununa benzetmiştir vb. Bunları da düşünüp öyle tavır almalıyız diye de düşünürüm hep. Sonradan silin elbetteki elini yüzünü. Ben de yaptım aynı şeyi zamanında. Ama kırıcı olmamaktır esas olan sanırım. Allah hepimizin yavrularını bizlere bağışlasın. Sevgiler...
Kendi akrabalarını görmezler bebeği şapur şupur öperken, onun yüzüne gözüne dokunurken ama eşinin ailesi bebeğin saçına dokunmayagörsün, bir hassasiyet hareketleri bir ukalalıklar... "bebeğin tüm akrabaları" kim tahmin edin.
17 Haziran 2017 17:30[Bazı şeyleri sonradan keşfettiğimiz için abartıyoruz galiba. Çok bilinçliyiz çok(!)]
Yorum Gönder