10 Kasım 2010 Çarşamba
cocuk olmak
Küçücük aklınla koskoca dünyayı hayallerle keşfetmek uzun uzun hayaller kurmak... Çok kızardım ben annemle babama niye bir ağaç evinde değilde betondan bir evde yaşamayı tercih ettikleri için. Oysa bir ağaç evinde tüm mahalleyi bir anda görebilir, gün batımını doğuşunu izleyebilirdik. Bir ağaç evinde yaşasaydık biz eğer diye başlayan noktası gelmeyen cümlelerle hayallerimi anlatırdım anneme. Güneşin doğuşu o yaşımda benim için görebileceğim en büyük mucizeydi. Sabah sırf güneşi görmek için içimde kurulmuş bir saat varmışçasına açılırdı gözlerim.Birdefasında kardeşimle birlikte dışarıya çıkıp annemle babamın yüreğini ağzına getirmişliğimiz bile vardı. Güneşin doğuşu,yeni bir günün başlangıcı... Hani okadar önemliyken günün başlangıcı niye bu coşkuyu yaşmak istemezdiki insalanlar. Biraz büyüyünce, içimde büyüyen hayvan severde büyüyünce mahalleli çocuklarında aklını çelip bir dernek kurmuşluğum(hayvanları koruma derneği), derneğe gelir elde etmek içinde dergi çıkarmışlığım(her dergi tek ve el ile yazılmış resimler eve gelen çocuk dergileri ve gazetelerden) bile vardı. Hoş dergileri sattığımız çocukların anneleri çocuğuma dergi satmışsınız dergiyi alın parasını verin diye kapıya gelmeye başlayınca birkaçı bile annemin bu iş bitsin burada demesine yetti. Sonra tiyatro kurma çabalarım, oyuncu olmaktan çok sahne arkası faaliyetlerim ve oyun yazarlığım, dönemin yasemin yalçının parodileri ama ondanda dernek için para toplayamamam,yine birkaç annenin izlesin ne parası diyip çıkışmalarıyla günlerce verilen emeğin karşılığını alamamamız. Aslında biz o paralarla sokak hayvanlarına aşı ve pire tozu almayı planlıyorduk diye boncuk gibi dökülen göz yaşlarım. Gerçek dünyanın hayallerimin önüne kurduğu koskoca şeffaf duvar, her defasında çocuk aklımla bodoslama dalışım geri itilisim. Bir yaştan sonra kuramadığı hayalleri,göremediği rüyalarıyla başbaşa kalıyor insan,yada hala hayal kurabildigi icin sükrediyor.Hala bir ağaç evinde yaşamayı istiyorum ki ben oysa,hala güneşin doğuşunu seviyorum,hala muhtaçlara yardım etmeyi istiyorum. Neyazıkki artık kendimde ne dünyayı kurtaracak nede hayallerimin pesinden kosacak güc bulamiyorum. Çocuk olmak minicik bedende kaldıramayacağı kadar güçlü hissetmektir belkide.
7 yorum:
O güç tekrar nasıl kazanılır acep?
10 Kasım 2010 12:22hakkaten çocuklar için zor diye birşey yok öyle değil mi? belki de böyle hissettikleri için, o yüreği taşıdıkları oranda bşarılı oluyorlar.
10 Kasım 2010 12:29tüm bu anlattıklarını yapmış bir beden bukadar cabuk pes edemez. o güç içinde ama bıraz dinlenmeye kendini dinlemeye ihtiyacı var..
10 Kasım 2010 13:36çok güzel, gerçekten de çocuk olmak, genç olmak belki de böyle bir şey, bedenden taşmak...
10 Kasım 2010 15:46Çocuk olmak minicik bedende kaldıramayacağı kadar güçlü hissetmektir belkide.
10 Kasım 2010 17:50cok begendım bu cumleyı arkadasım. Cokcok guzel paylasım olmus kalemıne saglık!
Sevgıler,
Hulya
hiç çocuk olmamışız gibi hisseden büyükler...hissediler mi çocukluklarını?
11 Kasım 2010 16:17Ah Betül..
12 Kasım 2010 15:22Yorum Gönder