28 Ekim 2010 Perşembe
Anne alışverişte
Alpi doğmadan önce de alışveriş tutkum yoktu, doğduktan sonra da değişmedi bu durum. Belki 4 sene moda&aksesuar tasarımı okuyup da ters tepti bende. Ayrıntılar, hayatın her alanında önemlidir benim için. Okul günlerimde, önümüzdeki 5 senenin moda eğilimlerinin anlatıldığı seminerlere giderdik. Sürprizi de kaçardı olayın yani :)Tasarım dünyasına ucundan bulaştıysanız, farklı bakıyorsunuz.Daha zor beğenirim. Benim aklıma gelmeyen, "Tasarım dehası" denenlerin ürünleri cezbeder beni. Hal böyle olunca da; seçimler hiç de mütevazi ücretlerle alınanlar olmuyor. Alpi' den önce, "Süpermiş de; buna bu kadar para yatıracağıma, takarım RifBaba' mı koluma, 1 hafta kafa dinleriz" derdim ve almazdım. Alpi' den sonra ise "Süpermiş de; buna bu kadar para yatıracağıma, takarım Alpi' mi koluma 150 tane kitapla dönerim" diyorum! Yani, evet, alışveriş olayımız muhakkak ki boyut değiştirdi.
Tutumluluk ve reklamlara aldanmamak, bende önceden de vardı. Alpim doğduktan sonra ise, "Çocuğum bizden ne görürse, onu doğru belleyecek" fikri hiç aklımdan çıkmaz oldu. Hayatımız bu doğrultuda devam ediyor.
Alpi' nin bir ablası veya abisi olmadığı için, bir öncekinden kalanlarımız da yok. Tüm ihtiyaçlarını birinci elden karşılamak durumundayız. Bazen de değiliz. Şöyle bir "Bahçe satışı" duysam, kaçırmazdım herhalde. Yok mu gönüllü?
2 yorum:
ideal annesiniz...
28 Ekim 2010 16:16gene bir yazınız vardı tutumlulukla ilgili bayılmıştım...
benim bir kamyon somun yemem gerek daha...
alışverişi sevmem ama konu oğlan olunca işin ucu kaçtıkça kaçıyor...
özelikle oyuncak konusunda...
sevgiler...
http://annelerindunyasi.blogspot.com/2010/06/gozum-donmeden-kendimi-dizginlerim.html
28 Ekim 2010 18:25bundan bahsediyorsun sanirim:) Aslinda bir sure sonra duzene girebiliyor da.Bol sans:P
Yorum Gönder