14 Temmuz 2010 Çarşamba
El ele yürümeli; 2 siz, bilmem kaç çocuk:))
Doğumdan önce ve sonra birkaç yerde okumuştum, hatta sırf bu konuyla ilgili mailler bile gelmişti bir zamanlar...Çocuktan sonra maalesef eşlerin arasına bir mesafe girdiği doğru ve tekrar normale dönmesi çocuğun 2 yaşına geldiği dönemlere rastlarmış...2 yaşına gelmiş bir çocuk tabiri caizse "kendini kurtarmış " dönemindedir artık, o yanınızdayken de eşinizle vakit geçirebilirsiniz, herkes birbirine iyice alışmıştır artık, herkes beklentilerini bir kenara bırakmış,kabullenmiştir artık, taşlar yerli yerine gelmiştir bence tekrar...
Eğer, başbaşa geçirebileceğiniz zamanlar için çocuğunuzu emanet edebileceğiniz üçüncü kişi varsa bu tip fırsatlar zaman zaman yaratılmalı...Sinema, en büyük boy mısırınızı aldığınızda sadece kendi ağzınıza götürmek için süper bir fırsattır, içinizde "ay yavrum bundan da ye" baskısı olmadan, "off bezi dolmuş, bebek odası var mıdır acaba?" diye düşünmeyeceğiniz, zırt pırt sizi yerinizden kaldırıp, istediği yöne sürükleyen bir bücür olmadan, bacak bacak üstüne atıp, rahatınıza baktığınız zamanlarda, eşinizin elini tutup başınızı omzuna koyup filmi izlemeli bence...
Veya, sıcak yaz akşamında 3-5 dostla bir araya gelip, "kızım birazdan geliyorum seni salıncakta sallamaya" demeyeceğiniz hoş sohbetler nefes aldırır eşinize de size de, cilve yapma sırası sizdedir bu akşam, çocuğunuzda değil:)) Kocam diye bahsedersiniz bu sohbette, babası diye değil, bardaklarınızı tokuşturup, gözünün içine bakmaya fırsatınız vardır bu gece...
İlla dışarı çıkmak mıdır başbaşa birşeyler yapmak? Değildiiiirrrr (hep bir ağızdan)...
Güzel çocuğunuz önünüzde yürürken siz ikiniz arkasında elele izlemelisiniz onu....
Çocuğunuz akşam uykusunu uyuduktan sonra meyve tabağınızı ortanıza alıp, tartışma programını tartışmadan seyretmek veya Okan Bayülgeni sırıtarak seyretmekte birlikte birşeyler yapmaktır...
Aslına bakarsanız, saygı, sevgi, hoşgörü, alttan alma, kabullenme, sahiplenme, bağışlama gibi erdemleri barındırırsanız karakterlerinizde zaten hep birliktesiniz demektir....
Mısırı bol yağda, bol tuzlu olarak kendi tencerenizde yaparsanız ellerinizle onun tadına hiç doyum olmaz...
Sevgilerle....
3 yorum:
güzel yazmışsın arkadaşım...
15 Temmuz 2010 10:14ŞU sıralar bizim evde bir bücür var, anneme öpme, anneme sarılma diyen...
Bakalım noolcak: )
Çok güzel bir yazı olmuş... yaklaşımların süper!
15 Temmuz 2010 11:52Çocuk ister 2 isterse 22 ye girsin Anne için her daim cocukdur..
15 Temmuz 2010 12:14Onu her zaman kollar bu yaradılış..
22 Yaşına gelse bile ki bunu annem her zaman derdi..
Üstüne bir şey al üşütme ...vs muhakkak koruyucu taraf baş gösterir kendini..
Eşlerle araya cocuk girmiyor işin aslı araya giren anne lik duygusu..istem dışı her olgu da ilk önce cocuk baş sırayı alıyor..
hem Baba için hem Anne için..
Bireylerin bir birine zaman ayırması için illakı özel bir şeyler olmaı gerekmıyor önemlı olan kalitelı olması ve bir bütün olmak..
Anne + Baba+ Çocuk = MUTLULUK dur her daim..
Yorum Gönder