13 Temmuz 2010 Salı
Böyleken Böyle Olduk...
Esimle üniversitedeyken tanistik. Tipik ögrenci iliskisi . Gündüz ders, dersin olmadigi zamanlar beraberce yenilen yemekler, gidilen sinemalar, eglenceler. Evlenmeye karar verisimizde yine ögrenciligimizi tam bitirmemisken oldu. Biz bekar-ögrenci hayatindan aile kurmaya gecisi yasadik. Ayni evi paylasma disinda da pek bir degisiklik olmadi aslinda. Kari kocadan cok nedense ayni evi paylasan seygililer gibiydik. Akrabalara yapilan ziyaretler disinda kari koca oldugumuzu hissetmek zordu. Hatta evliligi kagit üzerine dökmek aslinda gereksiz ayrintiymis dedigim bile oldu.
Böyle düsündügüm anlardan birinde aldim bir bebegim olacagi haberini. Hazirliksiz yakalandigim bu yeni durum karsisinda kalakaldim öylece. Ben esten cok sevgili oldum hep. Anne olmakta ne simdi dedim. Sevgili- koca, sevgili- anne sekline dönüsecek olan iliskide artik birbirine zaman ayiramayan ciftlere mi dönecegiz yani dedim. Elimde mama tabagi bebegine yemek yedirmeye calisan bir kadin canlandi gözümün önünde, bakimsiz tirnaklar, dagilmis saclarla dizi cikmis bir esofmanla evin icinde dolasan, kocasinin kapidan girdigini bile duymayan bir kadin...
Sonra sevgilim dedi ki belki budur bizi aile gibi hissettirecek o deli dolu cagimizi geride biraktiracak sey. Hani bir degisiklik istiyorduk ya bak iste bu ilerde bakipta tüh keske yapmasaydik demeyecegimiz, ömrümüzce gururlanacagimiz ikimizden bir parca olacak dedi.
Sinema aksamlari olmayacakti, cevremizde bizden baska evli olan arkadasimiz yoktu, birde bebekli olmak nasil olur ki dedim. Istedigimiz herseyi iptal edecegiz , dans kursumuza gidemeyecegiz. Yakinimizda akrabamiz olmadigindan cocugumuzu birakabilecegimiz birisini kolayca bulamayacagiz. Bunlari gözümde cok büyüttüm ben.
Sonrasi mi? Eskisi kadar sik olmasa da gidebiliyoruz sinemaya. Evde dvd aksamlari yapiyoruz. Arkadaslarla yine görüsüyoruz. Kimi zaman ben kizlarla tek görüsürken kiminde "ailecek" yapiyoruz bunu. Dansa hala baslamadik. Cünkü ben kizimi bakiciya birakamiyorum hala. Sanirim kizim krese basladiktan sonra bu takintimda gececek. Sevgiliyle üniversite yillarindakindan daha fazla gezip tatil yapiyoruz. Evet öyle tek cantayla olmuyor, cok teskilatliyiz ama yükü sirtimda tasimiyorum ki. Simdi sevgilim hala koca olmadi, rutine düsmedi, ben öyle kabuslarimda kurdugum gibi bakimsiz bir anne degilim. Ikili hayatimiz aksam kizim uyuduktan sonra basliyor. Ancak o zaman yanyana oturabiliyoruz -kiskanc bir kizim var, babasinin tek sevgilisi o olmali- Ya da basbasa bir kadeh sarabin tadini ancak o zaman cikarabiliyoruz. Belki akrabalarimiz yakinimizda olsaydi hersey bizim icin daha kolaylasacakti. Bir kari kocanin birbirine zaman ayirmasindan daha dogal ne olabilir ki? Böyle basbasa gecirdigimiz zamanlar onun vaktinden calmak gibi gelmiyor bana. Cünkü kizimizla gecirdigimiz zaman kadar birbirimizle paylasmamiz gereken seylerde var, iliskinin yipranmamasi ,eskimemesi icin bu sart. Birbirinden uzaklasan esleri gördükce farkina variyorum bunun ne kadar önemli oldugunu.
Bu zaman zarfinda birbiriyle zaman gecirmenin sadece disarida gerceklesmedigini ögrendim. Aksam sekizden sonra ayagini uzatip uzandigin koltugun ne kadar eglenceli olacagini ögrendim. Sevgili olmayi ne evliligin ne de cocugun degistiremeyecegini ögrendim. Ve daha bir cok seyi yine kizim sayesinde ögrenecegimi de biliyorum ben. Bana her seferinde bu kadar isin icinde cocuk zor olmuyor mu diyenlere diyorum ki , benim hayatim asil kizim olduktan sonra düzene girdi, ne istedigini bilen mutlu bir kadin oldum ben.
1 yorum:
Yüreğine sağlık ne güzel de özetlemişsin . Şu dizi çıkmış eşofman altı olayına bende gıcık olurum. Hayatta olmamaya çalıştığım bir konum. Herşey kendi elimizde. Sevgiler.
13 Temmuz 2010 17:52Yorum Gönder